Sen de gülesin diyedir,
Tüm güllerin açması.
Bir de sen ağlama diyedir,
Bu gökyüzünün ağlaması.
Bilirsin sevmem geri dönmeyi.
Bu dünyaya vuslatım “şeb-i yelda”da bitti.
Uzun geceler yaşadım tıpkı ilk gecem gibi.
Bu yüzden dünyaya olan vuslat bittiğinde,
Sabahlara olan vuslatım başladı…
Sokak isimleri ezberlerim,
Ne kaybolmaktan korktuğumdan
Ne de yol aradığımdan
Sen bilesin diyedir,
Bütün bu ezberlerim.
Bu cana bir canan gerek.
Pamuk pamuk elleri,
Gülen gözleri ile bir melek.
Sımsıcak bakışı ile
Gizil bir tutku olsun.
Seninle geçen bir ömür,
Demlice bir çay gibidir.
Koyu, lezzetli, sıcacık…
İçince bolca gülümseten.
Seninle gidilen her yer,
Bunalımlar gündelik oldu bende
Sen yoksun yalnızlık var elde
Biraz sen, biraz da gözyaşı var gözümde
Aşk, hiçbir yerde…
Sen ise baktığım her yerde
Gitmek gerekir bazen
Sadece gitmek…
Dünyayı bırakıp gider gibi,
Mahşer meydanına gider gibi,
Gidiyorum şimdi
Odam karanlıktı,
Zifirdi duvarlar…
Bir resim asılıydı sanki duvarda.
Simsiyah saçları odayla bütün,
Yüzü, sanki ağırlığındaydı bir yükün.
Gözleri, parlıyordu o duvara inat.
Vuslata beş kala başladı bende heyecan.
Durduramadım bedenimin titreyişlerini.
Sen yaklaştıkça benim dünyama,
Uzadı sanki benimde ömrüm.
Sen yaklaştıkça büyüdün,
Tüm vücudun ortaya çıkmaya başladı,
Bir varmış, bir yokmuş…
İnsanoğluna sevmek yasakmış.
Bu kaderin ta başından beri böyleymiş.
Çünkü insan gerçekten sevince,
Kavuşamıyormuş.
İşte bu yüzden ortalıkta,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!