Sen, benim edebiyata başlama nedenim.
Sanat için değil, toplum için hiç değil!
Senin içindir yazdığım her şiirim.
Onları yıllar sonra bile inceleyenler seni bulsun;
İmgelerin, uyakların derinliğinde…
Dursun bu ömür,
Akmasın zaman,
Akmasın Ordu’nun dereleri,
Meyve vermesin ağaçlar,
Ben en güzeline ulaşana dek!
Güzel dedim de
Gel,
Etme,
Gönülsüz
Gidiyorsun
Bahçelerimden.
Soldurma gülümü.
Yollar yürüdüm ardından,
Bambaşka dünyalara daldım,
Farkında olmadan.
Bazen ağladım bazen de güldüm,
Hiç yanında olmadan.
Gözlerimi kapamışım, görmüyorum gökyüzünü.
Yine de başım yukarıda, hissediyorum geride ne varsa.
Biliyorum önümde deniz,
Arkam ise tüm yaşanmışlıklarla dolu.
Bırakıp gidesim var neyim varsa!
Atıp kendimi denize kaybolmak dalgaların arasında,
yağmur sonrası hüzün çöktü yine buralara...
seni gördüm yine her yağmur damlasında...
neden susuyor bu duvarlar....
neden karanlıklar daha bir karanlık bugünlerde...
geceler bitmiyor artık buralarda...
Sana söylenecek sözüm
Henüz bitmedi
Sana uzattığım ellerimi
Henüz tutan olmadı
Bana bıraktığın son öpücük
Hala yanağımda kurumadı
Saatler geçiyor. Ardından da günler…
Bir tek geceleri geçiremedim.
Yaşlı gözlerim, genç bedenimde hiç kapanmadı.
Sevmeye başladı aklım “yalnızlığı.”
Ta ki kalbim ona engel olana kadar.
Ben aslında sevmeyecektim seni
Aşık olmayacaktım gözlerine
İstemedim hiç,
Kokunu takip ederek
Senin geçtiğin sokaklardan geçmeyi.
Sığar mı yürek kalıplara?
Sığar mı aşk kitaplara?
Kaldır tüm hudutlarını!
Rüzgarda bile yanan bir mum gibi ol!
Tersine akan bir ırmak gibi ol!
Hesap sorulamayan bir aşık gibi ol!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!