Sevda yükledim kanatlarına,
Uçurdum gönlümün kuşunu.
Kokumu da koydum,
Ardından giden rüzgarlara.
Belki sevgimi görür,
Ben olduğumu anlar da
Anlatamadım kendimi kimseye.
Ya da kimse anlamak istemedi beni.
Ben bir kaplumbağayım artık,
Çekildim kabuğuma.
Yavaşlattım zaten hiçbiryere gitmeyen hayatımı.
Emanet ettim kendimi,
Her şeye inat doğaya haykıran
Bir bahar sabahı
Gördüm, nemli bankın üstünde oturan
Cennet kaçkını meleği.
Tanımıyor gibiydi dünyayı
Her halinden belliydi.
Güllere ulaşmak için ezilir kır çiçekleri.
Onu anlamlı kılmak içindir dikenleri.
Seviyorum der kimileri,
Kimileri sanır sevdiğini.
Ama kimileri de sever gerçekten.
Sever dikenleri de.
Birisi gelir, dünya değişir.
Birisi gelir, tüm vücuduna bahar gelir.
Birisi gelir, ömrün yenilenir.
Birisi giderse o değişen dünya durur.
Bedenin sonbahara girer.
Bugün…
Hayata, umuda, her şeye,
“Merhaba! ” dediğim gün.
Bugün…
En uzun gecenin günü.
Bir gün…
Ardından da bir gece,
Ama bu gece,
Yılın en uzun gecesi.
Bir çocuk doğar gecenin üstüne,
Bir cümle yakaladım
Öykü bulutlarımın arasından.
Adına da aşk dedim.
Yüklemsiz bir cümle,
Özne ise sadece ikimiz.
Tek nesnemiz ise sevgimiz.
Kaçıyorsun,
Benden ya da benliğinden.
Ben ağlarken,
Hayat akıp giderken,
Sen kaçıyorsun.
Savaşmadan yenilgiyi kabul eder gibi,
Bir şemsiye
Ve yağan yağmur
Ve ben
Açmıyorum şemsiyeyi
Her yağmur damlasında
Sen varsın diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!