sana sevda yüklü bir şehir bırakıyorum ben gidiyorum...
ben gidiyorum...
gidiyorum yine uzak şehre...
seni düşünerek...
sana bakarak...
gidiyorum...
Mehmet’in kara kaşlarıyla gözleriydi toprak.
Onun ter kokusu misk-i amberdi sanki.
Bilmiyordu ki Mehmet’im o terler,
Birazdan kanla beraber akacaktı vücudunda.
Pusu mu demeli şimdi buna?
Bir şey var içimde
Gözlerimi kapıyorum
Bir dünya düşlüyorum
Ama her defasında
Tutunamayıp düşüyorum
O aşktır ki yolunda biz saki oluruz.
Bizi görenlere karşı hep baki dururuz.
Allah yolunda gönül birleştirir,
Yollara düşer derviş oluruz.
Ey evren denen mucizenin yaratıcısı!
Aşk, bir katre-i kadim
İse şu dünyada.
Ben her halükarda,
Beklerim onu halihazırda.
Umarım ki kurumadı o bir damla.
Hala saklarım yüreğimin tam ortasında.
Sen, kalbime kırmızı rengini veren kadın!
Bir zamanlar bütün ihtişamınla bambaşka bir varlıktın.
Ve sonunda aktın gittin günlerimden,
Vefasız kaldı adın!
O günlerden sonra değişti yarınlar.
İlk kendine günaydın de sabah.
İlk aynaya bak uyandığında.
İlk kez birini sevme
Son kez sev…
Son kez…
İşte bunu yapmak önemli…
Aşka dair ne varsa hayatında,
Sen olsun her anında.
Bana bahşedilen bu ömür,
Senden bahsedilen anlardan ibaret olsun.
Yaşamalı mıyım aşkın sınırında?
Seni gelecek sanıp
alnımı dayardım soğuk camlara.
Gelişin uzadıkça camlar buğulandı.
Bu yüzden
evimin yollara bakan
tüm camlarına
Sen bana özel bir eroinsin
Beni bulutlarda uçuran
Damarlarımda dolaşan
Asla bırakamadığım
Sen bana özel bir içkisin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!