Devlet başkanı idi Resul sıfatı vardı,
Ne omuzun da rütbe ne de kokart takardı,
Ahlâk’ı örmek için; o, gönüllere girer;
O, takva ile yatar, tevhid ile kalkardı.
Malını istifleyip çoklukla çok övünen!
Saltanat kayığında sanki ebedi insan,
Kazandıkça şimarıp cimriliğe bürünen,
Firavunluk ve Kârûn mektebinde bu lîsan.
Dalıp gittin zihninde ipe gelmez bencillik,
Külhandan gelen tebligat elbet kıvılcım taşır,
Gönül şehrinde kıvılcım cânân ile münhasır,
Cihanda var olan aşklar gül sunar cânânına,
Öyle bir aşka düştüm ki gül yerine kül taşır.
İnsan nedir, madde mi, mânâdan mı ibaret,
Varlıkların ruhuna roman okuyan mıdır?
Modern çağda bilimi putlaştıran mahâret,
İnsandan ballar sağıp kovanı kıran mıdır?
İnkişâf et, çiçek aç, gayret içinde gayret;
Taşların gördüğünü mezarda anlar mı baş?
Sûr’a üflenen düdük, diriltecek mı naaş?
Mâzide atıyorken cihan içinde nâra,
Kem sevdaya düş oldum sineme açtı yara,
Bu kerre coştu gönül tekrar düşürdü dâr'a,
Kaldırmaz naçiz kalbim yara içinde yara.
Bunca zaman yaşadım, sardım sarıldım kadın
Gönül bahçemde gonca yalnızca sen olmadın
Tutsak bir âşık gibi rengine doyamadan
Mâzide karar kılıp, âtiyi ıskaladım
Bir baharda üç rengi sen taşırsın selluka
Kadınlar açıldıkça, dişiliğe yol alır!
Bedenler örtüldükçe, kişiliğe yol alır!
Yaradılışa teşne âhenkle hâl sürdüren-
Canlı cansız ne varsa Evrende tespihtedir,
Otuz üçlü boncuğu takla ile göçüren-
Zikirde ehil âbit tespihte kerihtedir.
Kâinatta ne varsa tespihle Allah öven-
Tevâzu yerindeyse sütler kabından taşmaz
Ateş dengeli ise, kazan kapak kaldırmaz
Ne kadar methedersen çürümüş kütükleri
Ne insana yar olur, ne haneye kuşkonmaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!