Ben nice uzun ince, pembe düşlü yollardan.
Hepsinden geçtim inan, bir senden geçemedim.
Yarım asırlık yerin, ekmeğinden suyundan.
Hepsinden geçtim inan, bir senden geçemedim.
Renklerden pembe beyaz, bildiklerim ne varsa.
Mevsim bahar değil, göze çiğ düştü.
Düş yüzümden, düş gözümden, düş haydi!
Yakama yapıştı, aklıma düştü.
Düş aklımdan, düş yakamdan, düş haydi!
Benden ne istedin, nedir ki derdin?
Bir damla ateşti bir avuç hasret.
Yüreğime düştü gördün mü Süsen?
Ne tez alevlendi sol yanım hayret!
Kimden geldi diye buldun mu Süsen?
Adın Süsen, kendin Süsen! Bir yudum Su sen.
Sen gül bende bir dal, hep seni tutan.
Yel estikçe seni, yelden saklarım.
Sen doğan bir güneş, ben güne bakan.
Sen nerdeysen döner sana bakarım.
Sen gözümün nuru, gözümde olan,
Gitmeyesin diye sen, bilsen ne diller döktüm!
Bilmedin mi yaşanmaz sensiz kalsa bu yerler?
Bir Allah’a bir sana, yalvararak diz çöktüm.
Hıçkırıkla karışık, düğümlenir cümleler.
Çırılçıplak bir güneş, sarılsa bedenime.
Asla ısıtmaz beni, beden olsa tenime.
Aydınlanır mı sandın, ay doğsa içerime,
İçerimle beraber, kör karanlık geceler.
Nasıl anlatabilirim, gözler seni ararsa.
Ne bahane bulayım, seni benden sorarsa.
Hasretinle uyanıp, hasretinle yatarsa.
Ne diyeyim sen söyle, inanmazsa bu gözler?
Darıl hasretim darıl, hakkın var bana darıl.
Ben sana sarılayım, sende gel bana sarıl.
Yâre gücüm yetmiyor, ey topak biraz yarıl.
Gidip te kurtulayım, bu hasret bana yeter.
Yurdun varken, gitme elin yurduna.
Yurdunda değerin, sevenin belli.
Derman olamazsın, elin derdine.
Burada ağlayanın, gülenin belli.
Şekli cennet olsa, dört duvar kafes.
Kader seni bana yazdı bir zaman
Bir çiçektin sen dalımda her zaman.
Rüzgâr dala el çiçeğe karıştı.
Dal kırıldı çiçek soldu o zaman.
Demedim mi? El acımaz el yaman.
Kalpsizlerden sevgi beklemek yalan.
Dil yalana kul sevgiye karıştı.
Boşa geçti bunca geçen boş zaman.
Sevda alınmıyor çarşı pazardan.
Yoksa tacir midir aşklara insan?
Beyaz başa köz gönül’e karıştı.
Ben yanarım kimse görmez kör zaman.
Masal mıydın evvel zaman son zaman.
Hayal mıydın kollarımda çok zaman.
Hasret taştı yaşlar göze karıştı.
Yaram sızlar tez gelesin dar zaman.
Demedim mi? Gitme yolun toz duman.
Gel yanıma cananına gel ey can!
Kurşun kana ecel cana karıştı.
Şimdi gelemezsen söyle ne zaman?
Hazan yaprağı gibi neden titriyor elin?
Dudaklara diş çekip, usulca ağlıyorsun.
Korkma haykır yüzüme! rahatlasın yüreğin.
Gidişini seyretmek kolay mı sanıyorsun.
Kaldır da yüzüme bak! Eğme başını öne.
Antep’in köyüne gittim çalıştım.
Orda gurbetliğe biraz alıştım.
Param çok olacak diye sanmıştım.
Bu fakir hiç zengin olabilir mi?
Çadırları kurduk güzel iş sandık.
Haritayı elime aldım.
Önce ikiye katladım.
Sonra dörde katladım.
Bulunduğun yeri, seni aradım.
Nokta nokta ölçtüm.
Her yeri taradım.
şair halil topaç'a ulaşmak için elektronik posta [email protected]
şair halil topaç'a ulaşmak için elektronik posta [email protected]