Ateş nedir bilmezdim, bir dumanmış sanırdım.
Kim yanmış bu ateşte, uzaktan bakar oldum.
Masallarda yakmayan onu böyle tanırdım.
Alevi yaklaştıkça, ateşten korkar oldum.
Onu elimle yaktım, yüreğimle ben tuttum.
Özüm gibi öz eşim, varlığım iki kızım.
Şu koskoca dünyada, sanmayın ki yalnızım.
Sağımda bir karanfil, solumda bir papatya.
Onlar için direndim, tüm kışlara inat ya!
Dikenlerin üstünde, durduğundan habersiz.
Ağustos böceği, alarm saati.
Öter ötmez kalktı, bir Sultan Ana.
Şafakla beraber, bir sabah vakti.
Dergaha yol tuttu, bir Sulan Ana.
Dergahına vardı, yere diz çöktü.
Az kaldı dağlara çöker bulutlar.
Geleceksen, bulutlardan önce gel.
Şimdi yağmur vakti, mevsim ilkbahar.
Geleceksen, yağmurlardan önce gel.
Üç cemrenin üçü yere düşünce.
Hani bir gün olur ya...!
Geçmiş bir gün gözünde canlanır,
Yüzünde önce tatlı bir tebessüm,
Arkasından da gözlerin dolacak gibi olursa...
Yüz yüze gelmesek de telefonfa;
Nasılsın iyimisin?
Yar değirmen bende taşın arası.
Taş döndükçe dilim dilim tel benim.
Hiç yorulmaz gelmez mola sırası.
Öğüttükçe sesi gelen kul benim.
Bazen gün ortası gece yarısı.
Tahlildeki kanın gurubuna bak.
Gurubun A değil, Q diye geçer.
Rengi uyuşmuyor, bir rengine bak.
Bulanık bir sıvı SU diye geçer.
Kanı var mı hele bakın surata?
Seni düşünüyorum, beni düşünmesen de.
Uykularım kaçıyor, aklım fikrim hep sende.
Seni düşünüyorum, hayalin düğüm ilmek.
Hıçkırıkla yutkunup, bana düşen seyretmek.
Ondan başka ne kaldı, bir ben birde düşlerim.
Ben dildeki değil, içinden Canan.
Yürekten sevgiye, ihtiyacım var.
Ben dünya malının, içinden Canan.
Sana vereceğim, bir tek canım var.
Kurudu umudum, sen ol yağmurum.
Kimsin necisin?
Ne arar ne istersin?
Ne yer ne içersin?
Gel içeri.
Zaten hiç kapamadım kapımı.
Ardına kadar açık tuttum.
Bir çerçeveden,
Bir de kırık bir menteşeden.
Başka ne kaldı ki kapımda.
Göz kapaklarım oldu gönül kapım.
Onu da yaşlar yordu eskitti çoktan.
Neyse sıradaki gelsin.
Gel bakalım.
Otur boş bir yanıma.
İçeride biri var elbet sıra sana da gelir.
Dinlen istersen biraz.
Şimdi gel, çıkan biri var.
Gir içeri, ne istersen al götür.
Bir tek nefes alışıma dokunma.
Sıra başkasına da gelsin.
Çıkınca haber ver emi?
Yüküne yardım edeyim.
Dikkat et sökersen hepsi eski.
Hepsinin miadı dolmuş.
İçerimde ne varsa al götür.
Hepsi senin olsun.
Ooooo maşallahın var.
Yükün bayağı ağır.
Yorulduğuna değdi mi bilmem.
Yinede seni epey götürür.
Sahi adın ne senin?
‘’SEVDA’’
Belli, aldıklarından belli.
Sevda sen ne yamansın.
Sıradaki gelsin.
Tabi tenden başka bir şey kaldıysa…
Bakın, bakın.
Görenler görmeyenlere,
Bilenler bilmeyenlere,
Alanlar almayanlara anlatsın.
şair halil topaç'a ulaşmak için elektronik posta [email protected]
şair halil topaç'a ulaşmak için elektronik posta [email protected]