Halil Topaç Şiirleri - Şair Halil Topaç

Halil Topaç

Arar oldum geçen demi bu demde.
Dert dertten beterken, bir de dem demden.
Ararken sevdayı cümle âlemde.
Âlem yardan beter, yar da âlemden.

İçimi boşadım, dışa boşadım.

Devamını Oku
Halil Topaç

Beni benden gizli, kefeye koymuş. Söyleyin bilmeze, kendi kaç para? Yüreği ciğeri kediye vermiş. Kendi ile kedi eder kaç para? Güvenme, aldanma, boyun posuna. Post devrilir, toprak gelir üstüne. Geri kalan huydur, eşin dostuna. Boyun ile posun, eder kaç para? Zehiri içinde, dili çıngırak. Kefeye zehiri dilini bırak. Allah"a yakın ol, benden ol ırak. Varın ile yokun eder kaç para?

Devamını Oku
Halil Topaç

Her sabah gün doğmadan, titrer durur yüreğim. Yanımda mısın diye? Yastığını yoklarım. İpeksi tellerinde, gezer durur ellerim. İçimdeki sevinçle, avuç avuç koklarım. Her gece türkülerle, uyuttuğum bebeğim. Bir gün benden habersiz, gider diye korkarım. Bir gün gözden kaybolsan, dayanır mı yüreğim? Sensiz hiç yaşar mıyım? Dünyaları yıkarım.

Devamını Oku
Halil Topaç

Bu yaram yara değil.
Bir baksan kaybolursun.
Bende çile bir değil.
İçinde boğulursun.

Öyle bir aşk yaşadım.

Devamını Oku
Halil Topaç

Gönlümün tahtında, bir yer kurmuşsun.
Nasıl isyan eder, sana bu gönlüm?
En derin yerinden, kalbi vurmuşsun.
Acısını duymaz, sevmiş bu gölüm.

Bir ah’ım duyarsan, bil ki gönlüme.

Devamını Oku
Halil Topaç

Bu yazıyı ben yazmadım.
Yazan yazmış kaderime.
Dokunmadım hiç bozmadım.
Varsın yazsın her yerime.

Ak’ı koyar siyahıma.

Devamını Oku
Halil Topaç

Ben geceyim sen Ay’sın.
Ben varsam sen doğarsın.
Kazara gündüz olsam.
Yoksam neye doğarsın.

Ben günüm sen güneş’sin.

Devamını Oku
Halil Topaç

Gecelere yazdırdın sen adını. Çarşı sokak gezen kedi gibisin. Sen bir evin değil, sokak kadını. Çirkefle yaşayan cadı gibisin. Bu kadar da hiç duymadım görmedim. Yüreğini kahpe eden görmedim. Kaç denize açılmışsın bilmedim. Yolcusu belirsiz gemi gibisin. Canın çıksa huyun budur besbelli. Ne uslandın nede oldun bir deli. Fallara ne gerek ettiğin belli. Cehennemin narı şerri gibisin. Senden uzak durdu sana en yakın. Bumudur eş dosta evlada hakkın. Bizden uzak ol da akıbet yakın. Allah"ın lanetli kulu gibisin.

Devamını Oku
Halil Topaç

Ne olur kapından sürme gidemem.
Bu hasretin beni yener bilirim.
Kendine köle et niye diyemem.
Kovsan da peşine düşer gelirim.

İstemem Cenneti köşkü sarayı.

Devamını Oku
Halil Topaç

Sılo, Gel gör kardaş. Üç yıldır bu koca şehirde, Milyon insan içinde yapayalnızım. İlkokul öğretmenimiz bizlere, Atlastan yedi kıtayı ezberletmişti. Sılo bana kalırsa, Ya atlasın sayfaları eksik, Ya da atlasta yedi kıtayı yanlış yazmışlar. sılo kardaş. Her apartman yedi kıta, He kat bir şehir, Her daire bir semt gibi, Herkes herkesten habersiz, Herkes herkese yabancı, Mahkeme duvarı gibi yüzler. Kendimi esir kampında hissettim. Firar saatini bekler gibiyim. Sılo kardaş, Her sabah merdivenlerden, Hayal gibi gölgeler iner. Her akşam hayal gibi gölgeler çıkar. Bazen albüm gibi görürsün onları. Resim resim bir an gözlerine takılır. Çıt yok selam yok. Eğer birileri istemsiz, Gözlerinin ucuyla bakıp, Hafif baş eğdiğini görürsen şaşırma! Bil ki sana medenice selam vermiştir. Sılo kardaş, lazım değil böyle selamlar. Kibrit çaksam hepsi yanacak cinsten. Hiç sevmedim sevemedim burayı. Sılo kardaş, Beni adamdan bile saymadılar. Gâh elbisemi beğenmediler. Gâh şeklimi beğenmediler. Ya dobra dobralığımı, Onu hiç beğenmediler. Trene bakar gibi bakıp durdular. Baksınlar sılo. Bir bana bir aynaya baksınlar. Kimde kaç yüz var görsünler. Sılo kardaş. Kimin küpesi kimin kulağında, Kimin saçı kimin başında, Kimin eteği de, Kimin belinde olduğu belli değil. Belli olan bir şey var. İçi boş dışı süslü kavanoz, Onlar beni katmamışlar ne çıkar, Asıl ben onları hesabıma katmadım. Yamalı bohça gibi olanlar. Dengim olamaz zaten. Sılo kardaş. Dedim ya! Bu yerler acayip yerler. Bu yerler atlasta yedi kıta gibi. Birbirinden uzak yerler. Adamı bittirir yerler. Üstte düğün dernek bol halay. Altta matem yas. Üstte nikâh kıyılır, Altta ölü yıkanır. Bu yerler böyle işte. Sılo kardaş. Komşuluk hakkı, öncelik hakkı derlerdi bize. Komşu aç yatmaz yatırılmaz. Suyla beraber lokmalar bölünürdü. Değil bir lokma, Komşu komşunun külüne, Tatlı diline, Hoşça sohbetine muhtaç, Kötü gününe de, iyi gününe de ortak. Hani nerde, var mı bu yerde? İnsana verilecek mevki, Verilen kıymet. Çok az olsa, Hesaba katılan hal hatır, Ceplerdeki parayla ölçülür, Parayla tartılır oldu. Sılo kardaş. Üç yılda altı bayram geçti. Ne bayramları gördüm, Nede bayramlar beni gördü. Hatırladın mı sılo? Her bayram namazında, İkimiz tanıdık tanımadık, İnsanları yoldan çevirir, Ellerinden tutardık. Bayram yemeğine, Sofraya oturturduk. Sanki elli yıllık dost gibi, Besmeleyle başlayan dua ile biten, Bayramın bayram olduğu, Bayramları yaşardık. Bizde en çok sevinen çocuklar olurken, Burada en çok üzülen onlar olmalı. Bayram nedir bilen yok. Bayram deyince Akıllarına bayram adında biri gelir. Kimmiş o bayram amca? Diye söylenir. Artık bayram şekeri, Bayram harçlığı, Bayram elbisesi diye, Bir adet kalmadı. Öpülen el, Okşanan yüz de kalmadı. Sılo kardaş. Sana bir itirafta bulunayım mı? Köyümün bir yerde unutulan külünü, Bu yerden güller açan bin bahçesine, Köyümün ferdini de. Bu şehrin yedi kıtasına değişmem. Değerim bana yeter.

Devamını Oku