Paslı birer çivi gibi sözlerin,
Hem sökülmesi zaman alıyor,
Hem de kocaman bir izi kalıyor.
Her kelimen mutluluğumdan,
Her cümlen hayatımdan çalıyor.
Bir lokma ekmek olsan; boğazımda kalacak,
Barın kapısında az mı dolaştım
Bana kızdığının geldi haberi
Yaklaşmak istedim, hep uzaklaştım
Bir adım ileri, birbuçuk geri
Hiç dayanamazdım gelen taşlara
Ne kadar da şiir yazsam
Hayatımdan sildim seni
Sen resimsin, ben se ressam
Yeni baştan çizdim seni
Hep ağlayan gözün vardı
Karşılıksız sevgilerden
Kurtulmayı öğret bana
Henüz hiç tanımadığım
Mutluluğu öğret bana
Yeri geldiğinde coşup
Daha üç gün geçmedi, gidişinin üstünden
Ömrümden bir kaç yılı, çalıp gitti o kadar
Şimdiyse pişmanlığı, okunuyor yüzünden
Tanrı misafiriydi, kalıp gitti o kadar
Ardından ağlayacak, değilim gece gündüz
Gözlerine dolmuş bir iki damla
Düşmesin istersen yüzümü kullan
Bir ömür ağlama isterim amma
Ağlamak istersen dizimi kullan
Al her şeyim senin, ben de seninim
Karın yağması önemli değil,
Önemli olan nereye yağdığıdır;
Genç yaşta saçlarına yağmışsa,
Çok çekmişsin demektir...
Yangın çıkması önemli değil,
Daha dün ağlıyordun, kollarımda delice
Kaç günde büyüdünde, sever oldun sen beni
Sözde çoktan yazılmış, kaderim kaderine
Ne zaman büyüdün de, sever oldun sen beni
Daha dün beni ancak, mahremin görüyordün
Tanrim mutluluğu bir kelebeğin
Kanadinda buldum, ölmek üzere
Biraz biriktirdim,bir demet gülün
Arasina koydum,solmak üzere
Derdi hayatimdan atip silmeden
Meçhullere dalıp, giderdin bazan
Beni düşündüğün gün gibiydi ya
Bir kız vardı kuma, yazılar yazan
Ne çabuk unuttun, dün gibiydi ya?
Saçına çiçekler, dallar takardın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!