Sana olan aşkım bitiriyor beni,
Bir de sabır taşı muamelen...
Yaktığın bir mum bile yavaş yavaş erir
Bana her yeni sevgilinden dert yanışında,
Üzerime benzin dökülmüş gibi yanarım...
Her ayrılığında çağırırsın,
Doksan gün oldu daha
Kollarıma alalı
Ateşler içindesin
Annen ve ben yaralı
Daha dişin çıkmadan
Ekmek gibi canıma, yüreğime bandığım
Ben senin için neyim, neyinim dersin
Kara gözüne, tatlı sözüne yandığım
Sen benim en sevdiğimsin…
Bin defa barışıp, bin defa darıldığım
Yalnızlığa yazılanlar az geldi
Yalnız olduğumu sen bil istedim
Gözlerim kendini gökyüzü bildi
Gelip gözyaşımı sen sil istedim
Üzülürüm senin hüzünlerine
Bu gülüşün öylesine güzel ki,
Edalı, nazlı bir kelebeğe benziyor
Yanaklarında takılıp kalmamalı
Dolaşmalı kırları, bayırları
Ağaçlara, çiçeklere, kayalara konmalı
Çok özledim deyip gelsen her sabah
Felek yazımızı kara yazamaz
Bir merhaba deyip gülsen her sabah
Bu güzel büyüyü kimse bozamaz
Dudağın bir çift laf atmaz mı bana
Alt tarafı birkaç gün, ölüm yoktu sonunda
Sarılır unuturduk, seninle buluşunca
Fakat bitmek bilmedi, uzadı uzadıkça
Hasret denen duyguyu, bir türlü sevemedim
Belki gelir diyerek, yollarına bakardım
Biter sevdiğim acılar biter,
Henüz aşılmamış sorunumuz mu var?
Aşarız...
Daha yaşayacak acılar mı var?
Yaşarız...
Hak’ka hizmet için, yola çıkmışken
Bize çalışmadan durmak yakışmaz
Hazreti Ali’yi örnek almışken
Bize taş atana, vurmak yakışmaz
Eğildik sanmayın zulüm önünde
Sen de herkes gibi bir avuç toprak,
Bir avuç su ve ruhtan ibaretsin.
Ama benim için o kadar farklısın ki
Gözlerindeki yangını gördükçe itfaiyeci,
Kalbindeki kavgayı gördükçe polis,
Bitip tükenmek bilmeyen sorularını duydukça;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!