Ben hastayım gülüşüne,
Nazlı nazlı gezişine.
Bu anlamsız gidişine,
Şaşırmamak mümkün değil.
Bana her dem âşık sendin,
Zilletin lübbünde isar ararsın!
Menzili inkarla akla zararsın! ..
Somurtkan surata, fersiz bakışa;
Dertli gönüllere sunuldu derman..
Başladık, başladık kalbi nakışa!
Esselamü aleyküm ey ehli iman…
Selam sana çocuk, selam sana dağ!
Güneşi bedava yeyip, yutunca;
Gayeyi anlamak seraba kaldı..
Şükür sahibini dil unutunca,
İşimiz kuru bir ah-vaha kaldı!
Göklerden habersiz deşerken yeri,
Açamam ben sırrımı, tan eder alem bana,
Bilmeyesin gülnihâl, kor olsun, gönül yansın.
Değmesin medet eli, zan olsun çarem bana;
Sen ki gözüm ucundan ayrılmayan nihansın.
Kendime dahi demem murad eyle vuslatı!
Nimet misin, külfet misin, bir bilsem..
Kaderimde kolay nedir, zor nedir?
Çözülür mü aşk önünde eğilsem?
Bir gönülde ayan nedir, sır nedir?
Değeri ne, kıymeti ne bu aşkın?
Uzun Adam kıratıyla,
Mihengi çıkarır baştan!
Vakur, alnının akıyla,
Bizim Başkan, Bizim Başkan…
Esatire düştü nüzul,
Şu küçücük odama,
Dedim, beni budama.
Bütün sırlarım sende.
Zaman pınarım sende.
Odacık, garip odam;
Sana düştü tek adam!
Eritmeden ulu dağın karını,
Gelemem kapına, bekleme diyor.
Umut hanesine birkaç yarını,
Süremem, boşuna ekleme, diyor.
Sen hasret çektikçe gül benzim solmaz..
Her bakışta sen varsın..
Her nakışta sen varsın..
Ilık ılık baharda,
Karakışta sen varsın.
Eksilmeyen hasrette,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!