Sen tersliği seversin,
Kışa çevir baharı.
Hep kendini översin,
İn yukarı yukarı.
Dilin çatallı yılan.
Yalnızım, yapası var, uzletin kafası var;
Elim gölgeme değse insana çatası var!..
Zor meslek azizim ihanet etmek,
Yediğin çanağa pisleyeceksin!
Haram bize hain besleyip, gütmek;
Kamçıyı indirip, çüş diyeceksin!
Kimi arkasını dağlara dayar,
Bende damla damla eriyen bir şey,
Bir mazi, bir umut, bir hatıra var.
Aklımı tuttukça deliren bir şey,
Derinde bir sancı, onmaz yara var.
Maziyi, umudu, hatırı içsem;
Her gece koynuma basıp yatmaktan,
Tenini okşayıp, öpüp bıkmaktan,
Her gün gözlerime resim sokmaktan,
Seni düşlemekten vazgeçtim hasbam.
Havuzda sırtına atarken kese,
Ey Veli Kasabam…
Geceler şehirde hırlı geçiyor,
Sen, sakin şafaklar sök Doğanhisar..
Burda karanlıklar namus biçiyor!
Sen, her karışına ek Doğanhisar.
El ayak çekildi, gece yarısı,
Yardır sayıklanan, yardır aranan.
Dalsam iki satır bıçak arası!
Yatsam döşeğim taş, uyku kör duman!
Hayat defterimde kara sayfalar,
Feleğin cızdığı yaprak çok bende.
Elde olsa cayır cayır yakarlar,
Yırtacak bir cesaret de yok bende.
Ne güzeller gördüm hain çıktılar.
Dokunsam patlıyor arkadaş bile,
Kimsenin kimseye tahammülü yok!
Şeytana mübahsa her türlü hile,
Dostu diken etti, bir tek gülü yok!
Şeytan bu araya sokmada nifak,
Hibe düştüm aşktan tapulu tarla,
Mahsule gayreti, damla teri yok!
Güzün gelen heves buz kesti karla,
Çer-çöp kaldı elde, taneleri yok!
Nadasa bırakıp, koynunda eli;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!