Eskiden dişleri taşa geçerdi!
Lüzumlu lüzumsuz paşa geçerdi!
Vatana bir çivi çakılmazdı da,
Milletin yılları boşa geçerdi…
Yağlı lokmaları yutardı onlar..
Seninle hasbîhâl kabul et bunu,
Dost dostun sesini duymalı Osman.
İmanlı gönüller gaflet okunu,
Ruhundan asılıp, kırmalı Osman.
Öğüt ver, öğüt ver, şu mücrim başa!
Sen cehdi cühela olmayı bırak,
Vebalden bi haber dertler utansın..
Kadere en helal kirayı bırak,
Namerdi emziren mertler utansın!
Kardeşlik aşıla ulu çınara,
Modanın emrine girdin gireli,
Sana edep satmaz pazarım, kızım!
Yüzüne cinneti sürdün süreli,
Sana hitab etmez azarım, kızım!
Çağdaş(!) okullara daldın, okudun;
Sebep göstermeden çekilip gittin..
Dinmez inadınla, uğurlar olsun!
Sayende yalnızım, buysa niyetin..
Ne diyeyim sana, canın sağ olsun…
Gecenin astığı, kinin kustuğu..
Şimdi aşklar pazarlıkla kurulur,
Sevgisini koymaz, kilosu dara!
Dinledikçe ümitlerim yorulur,
Etmiyor bu aşkım, yazık on para!
Görüştükçe maldan, mülkten soruyor,
Mutlu mazimize kesildi hesap,
Sana için dolu kin-garaz düştü.
Bir gönül bıraktın perişan, harap..
Bana da feleğe itiraz düştü.
Ardıma baktıkça her şeyde izin,
Hasret yeni elbisem, eski olan sıfatım;
Zevkten almam öcümü, yüze çıktı kıratım…
Berduşlar soframdan kalkmaz oldular,
Zıkkımın kökünü yemezsen yeme!
Şöyle bir dolaşıp, seni sordular;
İkram beklediler, demedi deme.
Başımdan savdım da divaneleri,
Sorma dostum, sorma, tarih olduk biz;
Ömrümüz zamanı içmiş be Rıza.
Hangi devrimizde rahat bulduk biz?
Aslımız yel gibi geçmiş be Rıza.
.
Şöyle bir dönüp de baksak geriye,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!