Uzun Adam kıratıyla,
Mihengi çıkarır baştan!
Vakur, alnının akıyla,
Bizim Başkan, Bizim Başkan…
Esatire düştü nüzul,
Eritmeden ulu dağın karını,
Gelemem kapına, bekleme diyor.
Umut hanesine birkaç yarını,
Süremem, boşuna ekleme, diyor.
Sen hasret çektikçe gül benzim solmaz..
Kaderim yalnızlık, yer vermez sana;
Dönülmez yollara çıkmasan olmaz.
Huzurla yılları iç kana kana,
Beni mahrum edip, gitmesen olmaz.
Aldırma, üzülme mahvolmuş diye..
Ben sensiz bir günü ziyan bilirken,
Neydi kabahatim, yok oluverdin?
Mesulsün, dünyadan göçersem eğer,
Vefasız, ömrümü, ömrümü yedin.
Hatırı yok muydu geçen yılların?
Ağlattın, inlettin hiç güldürmedin..
Yüzümü yüzüne büründürmedin..
Bırakıp giderken sürün mü dedin?
Ana, bir zalimin ahı var bende,
İşte ben böyleyim, dövün dur sen de…
Odalarda perdeler,
En aydınlık yerdeler.
Kul seccade başında,
Mürailer şerdeler.
Gece karanlığında,
Beni böyle mahzun, gamlı, kederli;
Bırakıp da gittin, ne hallerdeyim?
Şimdi ne söylesem anlamıyorsun,
Çok bekleyeceksin kapımda benim.
Pişman olacaksın bir gün gelecek,
El, ayak çekildi gece yarısı,
İnleyen kalbimin sesini duydum.
Elimde derdimin suskun çaresi,
Yorgun gözlerimi resmine vurdum.
Başın yana doğru yıkılmış biraz,
Ben hastayım gülüşüne,
Nazlı nazlı gezişine.
Bu anlamsız gidişine,
Şaşırmamak mümkün değil.
Bana her dem âşık sendin,
Zilletin lübbünde isar ararsın!
Menzili inkarla akla zararsın! ..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!