Özlenen gelecek sanma sakın
Ben bu konuda çok yanıldım
Kader hep bildiğini okudu
Hiç şans tanımadı
Yıllarca bir ses bekledim
Hayatın, bize neler getireceğini ve bizden neler götüreceğini bilmeden yaşıyoruz.
Vedalar her ne kadar acı olsa da bazen gerekiyor,
daha fazla incinmemek ve incitmemek için.
Zaman içerisinde azar azar süregelen olumsuzluklar, günün birinde patlak veriyor ve boğazımıza yumruk gibi oturuyor.
Onca yılın birlikteliği bir ''hoşçakal''a sığıyor...
Her yaşamın kendine göre bir öyküsü vardır
Çekilen acılar, çekilen ızdıraplar vardır
Kapanmayan yaralar vardır
Kimseye anlatılamayan
Sırlar vardır bu öykünün içinde...
Issız yalnızlığımın derinliklerinde
Umarsızca akıp giden zamanı demledim
Yıllar yılı savruldum acıların anaforunda
Hoyratça eserken rüzgar
Firkat sinemi dağladı
Yudum yudum içerken hayatın zehrini
Akıp giden zaman örseledi değerlerimizi
Dost kıymeti bilemedik şu dünyada
Hep yenik düştük ihtiraslara
Ey yolcu!
Sessiz yürüdüğün bu yollarda
Anıların ayak izleri duruyor
Estikçe sonbahar rüzgarları
Gönül tellerini kırıyor
Ardına bile bakmadan bırakıp giderken bizleri
Biz sensiz geçirdik koskoca bir seneyi
Kopardı seni bizden, zamansız esen bu ayrılık rüzgarı
Issızlaştık yokluğunda, taş bastık bağrımıza
Bir martı gibi uçup gittin uzaklara, bu evren dar geldi sana
Bugün aramızdan ayrılışının sene-i devriyesi
Yaşamak çok zordur umut bitince
Gözlere yaş dolar, yâr özlenince
Hasretlik gönülde yanar kor gibi
Yüreği sızlatır, inceden ince.
İstersin gözyaşın boşa gitmesin
Sen bilir misin ne kötüdür
Yürekte tonlarca ağırlık taşımak
Yaşam denilen bu dehlizde
Yüreğindeki cesetlerle umuda koşmak
Vardığın her dönemeçte
Acısıyla tatlısıyla geçip gidiyor seneler
Puslu anılarda demlenirken hüzünler
Gönül izbesinde yok olur tutsak hayaller
Hasretiyle tökezler esrik yürekler.
Bulanır hicrana beklenen mutluluk
Sağlıkla geçecek uzun yıllar dilerim.
Mustafa yılmaz