Ne mutlu sözde değil özde insan olana
Ne mutlu kimseyi dışlamadan kucaklayana
Acıları hüzünleri içinde köz edip
Sevgiyi hoşgörüyü yürekte taşıyana
Dostça kardeşçe hep bir arada yaşayana.
Çaresizdik düşerken diplere
Hasret gittik
Mazide kalan günlere.
Hayatın bizlere sunduğu mutluluk
Koparılırken yüreğimizden
Suskunluklarımızın altında ezilen bedenimiz
Günden güne ölümün eşiğine yürümekte
Farkına varamadığımız bu yolculuk
Sona erecek günün birinde
Minarelerden göklere yükselen selâ ile.
Ölüm fermanım gibiydi gidişin
Kuş uçmaz kervan geçmez yollarda
Çaresizce aradım, yaralı yüreğimle seni
Bulutlar bile ağladı, benim naçar halime
Yalvarmalarım kâr etmedi senin taş kalbine.
Ölüm fermanım gibiydi gidişin
Kuş uçmaz kervan geçmez yollarda
Çaresizce aradım seni, yaralı yüreğimle
Bulutlar bile ağladı benim naçar halime.
22 Ekim 2013
Dallarımı kırdı hoyrat bir rüzgar
Dört bir yana savruldu anılar.
Hayallerim darmadağın yüreğimde
Dalıp dalıp gidiyorum derinlere
Çoğalıyor dilimde pişmanlıklar
Sabahın ayazında, güvercinler yine safta
Savaşıyor martılar bir lokma uğruna
Kimisi balık avında, kimisi simit kuyruğunda
Kimisi iblisin yanında, kimisi ölümün eşiğinde.
Yıllardır sönmeyen bir ateş yanar bağrında
Çırpınırken ülkem
Hazan yaprakları üstünde
Ölümün soğuk yüzü düştü
Bu sefer de üzerine
Kyamet koptu sanki
Ömür boyu her gün bir ses bekleriz
O sesi hep özleriz
Hayallerle avunurken yaşam biter
Yalnızlığın girdabında
İçimize karanlık çöker.
Yoruldum hayat senden
Sırtıma yüklediğin yüklerden
Omuzlarım çöktü
Yaşattığın gam ve kederden.
16 Kasım 2013
Sağlıkla geçecek uzun yıllar dilerim.
Mustafa yılmaz