Olanca masumiyetiyle
Art niyetsiz saf bir tebessüm
Günah denilen kire bulanmamış
Hayatın keşkelerini tatmamış
Minicik yüreğine
Ulu dağların eteklerinde kalmış bir mazinin içinde,
tutsak kalan duygularımız can pazarı yaşadı yıllarca...
Zincire vuruldu yaşam öykümüz,
kardelenler arasında.
Kusursuz kul olmaz elbette
İnsanlık duygusu olacak yürekte
Önemli olan kalpte vicdandır
Yanar o zaman sol yanın
Her demde.
Gezinirken
Hazan yaprakları üstünde
Ölümün soğuk yüzü düştü
Yaşam evime
Her eylülde can çekişir
İsyan etmemenin yolu şükürden geçer
Şükür ettikçe halimize
Rabbim nice nimetler sunar bize
Her hüznün vardır bir hikmeti
Gece bile güneşe gebe.
Yaşadıklarımın resmini çizdim tuvalime
Her seferinde hüzün, her seferinde gam ve tasa
Bu evrende bulamadım mutluluk ve huzur
Anlayan da olmadı yüreğimdeki derin yaranın sızısını.
Halide Köksal
Derinlere dalarsın hüznün pençesinde
Boğulursun anıların soluk resminde
Bağrına çöker, nefesinde sancılı bir inilti
Prangalı yüreğin çırpınır makus döngüsünde
Bir sığıntı gibi yaşarsın, her mevsimde
Düzelmez artık bu kötü gidişat
İçimiz dışımız dert küpü heyhat!
Sağımız solumuz göz yaşı ölüm
Zalimin zulmünden yok bize rahat.
Halide Köksal, 26 Temmuz 2014
Vefasız değilim biliyor yaradan
Sakın beni suçlama
Çok üzgünüm can
Kara bulutlar kapladı gökyüzünü
Heyhat!
Çıkamadım düştüğüm kuyudan.
Son sevda dedikleri
Delik deşik eder yürekleri
Her gece sarılırsın anılara
Tutunursun acılara.
Hey koca çınar,
Sağlıkla geçecek uzun yıllar dilerim.
Mustafa yılmaz