N.'ye
bu şiir sessizliğe
birkaç kalem, bir oyuncak
ya da bir masal
çocukluğunu da andırır hani ebrunun
imzalanır aşk
mühürlenir
sonra biri dönüp arkasını
gider
aşk kırık bir dalda yeniden filizlenir
1.
En güzel gülen yüzünle geldin bu gece
Yazdan kalma bir gün gibi
Son elli yılın en sıcak kışı gibi geldin
(Geç geç, çıkartma ayakkabılarını)
bu benim ilk ölüşüm
bir daha ölür müyüm bilmem
bir daha duyar mıyım güneşin sıcaklığını
ilk eriyişi kanatlarımdaki balmumunun
bir daha düşer miyim gökyüzünden bilmem
-. . hocam'a. -
bir kısa yol
bir yanında derin bir uçurum
bir yanında eski bir denizci
şiir kadar
bir düşten doğmuş gibi gelir
koşa koşa eteklerini toplayarak bir çocuk
sarılır boynumuza her birimizin
öperken yanaklarımızdan
çimdik atar susan yanımıza
ne uzun şarkıdır bitmez sabahlara dek
ölümün ellerini avuçlarına alır da dinler
rakısı, sakız leblebisi önünde
içerden pavurya mücverinin kokusu yayılır
ne yalnızlığa dair bir hikaye
bembeyaz
penceremin karşısındaki duvarda kar
ama duvar hâlâ duvar
- türkan saylan’a -
susulur mu
susulmaz dokunmak için
yüzüne dokunsam /
susulur mu
merhaba arkadaşlar!
hani irfan ilkokulundan inen o yokuştan
kış mevsiminde kayardık ya dereboyuna
son kez kıçımın altında okul çantası
siyah önlüğüm
yakalığım beyaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!