Hayata benim de var birkaç sözüm,
Seni sevmeme şart olan olmadı.
Esas bu hayattan korkmamız lazım,
Henüz canlı bir kurtulan olmadı...
Yüzüme güldü, kahkahalar ile,
Bana özgürlüğü anlat çocuğum.
Ben sana bir türlü anlatamadım.
Ödevlerini verdim yavrucuğum.
Sana haklarını anlatamadım...
"Ali bak" dedim, atı gösterdim.
Derdimi sorsanız açılmaz ağzım,
Konuşmaz dilim, yutkunur boğazım.
Kimseler görmeden ağlarım ama,
Birşey düğümlenir, şurama anne.
Hastanede viziteye çıkarlar,
Bir nimettir bilene, baba ocağı,
Baba ocağında, ana kucağı.
Unutmam o beşiği, salıncağı,
Uyuyunca aklıma, annem gelir.
Yüzüme bakınca, kilomu tartar.
Dünyayı önüme yaptım seccade,
Dağlardan yapılmış bir mihraptayım.
Ellerim duada başım secdede,
İlim Sıfatına itiraftayım,
Araf'tayım...
Semada yanıp sönen kandillerin,
Saba makamında olsun dilleri.
Bülbül figanına açan güllerin,
Adını koyalım,
Aşkolsun...
Dervişlik olaydı tac ile hırka,
ben de alırdım otuza kırka.
Taşıma su ile değirmen dönmez de;
Damlaya damlaya derya olurmuş...
Kızım sana diyorum, gelinim sen anla;
Oğul, seni çok özledim
Gelir diye yol gözledim
Çok ağladım, çok sızladım
Şimdi geldiğine;
Sevinemiyorum oğul!
Baba seni üzemem
Kaşla göz arasından yakınsa ölüm.
Ölümü vuslat bilirim.
Ölmeden ölene, ne yapsın ölüm?
Düştükçe yere, yeniden dirilirim.
Ben ölürsem, böyle ölürüm.
Alıp satmayı değil,
Yapıp satmayı öğret, beyim.
Bir balık vereceğine,
Balık tutmayı öğret, beyim.
Çok verirsen arsız,
Yorum ve eleştirilerinizi bekliyorum. Selam ve dua ile...