Dünya denilen bu handan,
Gelen geçti, konan göçtü.
Söz uçtu, yazı kaldı.
Çoğu gitti azı kaldı.
Söz ehliyle eyle sohbet,
Gör nasılmış muhabbet.
Aziz dostum bizim köyden ne haber?
Çiğdemlerin çıkmasından haber ver.
Eridi mi karlar, geldi mi bahar?
Tezeklerin kokmasından haber ver...
Var mı daha atlarını parlatan?
Aziz dostum, ben mektubu okurken,
Sen avcının, atmasından haber ver.
Yaralı tavşan, can çekişirken,
Tazıların yatmasından haber ver.
Gördüm ki köyde olanları yazmışsın.
Köyün kabadayısı,
Her yerde kendini över
Şehire gider, dayak yer,
Köye geri döner.
Anlatır başına geleni,
Dinleyenlerden biri;
Kurt ulur, kurtulur
İt havlarsa, Kurt ulur
Kurt ulur, Türk bilir
Kurt ulursa, kurtulur
Kurt ulur kurtulur
Ümmetini güldürmeye,
Cehalete son vermeye,
Alemlere rahmet diye,
Gelir Güllerin Efendisi...
Amine ile Abdullah,
Birgün, Avanos'dan memurlar,
Şevki'nin odaya misafir olurlar.
Gazocağında çay demlenir,
Sohbette misafirler dinlenir.
Bakar Şevki Dayı, misafir çok,
Cemaate yetecek bardak yok.
Uyuyan bedenlere, ruhlara inat,
Geldi navruz, toprak kabardı...
Güneşi kucakladı hayat, uyandı kainat,
Çimlendi tohum, yaprak çıkardı...
Kıraç toprak şenlensin,
Kuşlar dinlensin diye,
Fidanlar dikiyorum.
Meyveler yensin diye.
Bilmiyorum sebep ne?
Can canıma yâr oluyor.
Senden gayrısı ağyâr oluyor.
Desem çok kimse anlamaz.
Anlasa da pek dinlemez.




-
Habip Altıok
Tüm YorumlarYorum ve eleştirilerinizi bekliyorum. Selam ve dua ile...