Köyümüzde dört değirmen,
Yıkılmış hiç suyu yok.
Ekinler olsa da harman,
Değirmencinin payı yok.
Değirmen düşer ikiye,
Vuslata hasret varsa, yol mu bulunmaz.
Bütün yollar O'na doğru, gider gelirmiş.
Kader denilen alınyazısı, asla silinmez.
Nasuh tevbesiyle bin kader, altüst olurmuş.
Sırat denilen köprünün hikmeti, sırrı bilinmez,
Nasıl bir hava var ki sende?
İçtiğim sigara, tütün... zehir gibisin...
Gönül sılasında, bedenim sende,
Kendime ettiğim, kahır gibisin.
Ah! Ankara... Sen var ya, sen.
Ömür törpüsünde, mahir gibisin...
Aşağıdan oku Rıza
Sağdan oku Rıza
Soldan oku Rıza
Bizim Rıza
Hep arıza, hep arıza
Bakanın yanına girip
Oturdum baktım,
Yürü dediler...
Ayağa kalktım,
Büyü dediler...
Kapıya çıktım,
Öcü dediler,
Mutluluğun anahtarı sendedir,
O kapıyı, çalanlara ne mutlu...
Mutluluk, sağlıklı bir tendedir,
Sıhhatini bulanlara, ne mutlu...
Mutluluk, hayata, her an gülmektir...
Belek bağı, kızgın toprak, gôğ boncuklu beşikte,
Ay karanlık gecelerde, masallarla uyurduk...
Toprak damlarda, salya sümük, kapıda, eşikte,
Yayan yapıldak, bacakta şapıldakla, büyürdük...
Komşumuzdu,evde bitler, pireler ve sinekler,
Hak tecelli edince, ne gelir elden?
Dünyada kalacak hâlim yoğ imiş...
Öğüt aldım, şu omuzda gidenden,
Tekersiz gidene, dilim yoğ imiş...
Kopyaladık dünyayı var edenden,
O'nun ilminden başka ilim yoğ imiş...
'Çalıda gül bitmezmiş,
Cahile söz yetmezmiş.'
Kim söylemiş bu sözü?
Çalı görmemiş gözü.
Gel gör benim bahçeyi,
Yürü koca dünya yürü,
Ardın süre düşen mi var?
Ben öldükten sonra geri,
Sana doğru koşan mı var?
Pervane gibi dönersin.
Yorum ve eleştirilerinizi bekliyorum. Selam ve dua ile...