Nasıl? uzaklar geldi yanımıza,
Belirsiz zamanların çocukları,
Nasıl? çaresizlik sessizlik oldu,
Tüm yollar labirent oldu, kaldı...
Gün an, nasıl
Yaşamak ,
Gerçek olana dair rüyalarımın, soluk resmi,
Düşüncelerim ritmini kaybederken,
Aklıma labirentler doğuran sessizliğin,
Bir nefes ölsem, sana.
Sonra, bir nefes üflese yaradan,
Rahmine düşsem yeniden aşk ile,
Sana doğursan beni bir nefes...
Gün an, ölsem
Öz, gün ile güneşin biz hâli.
Özlem, karanlığa dair kelimesizliğim.
Özlemek, içimizin tatminsiz ağrısı.
Özledim, zor gecelere söyleyemediğim...
Gün an, öz
Kum tanesi dilerse,
Güneşin alnı'na serilir,
Olmadı, denizin tuzuna sarılır.
Özgürlüğü dilediği gibi seçer,
Peki ya insanoğlu?
Terin tuzuna saklanmış,
Yaşam ile biçimlenir insanoğlu,
Varlığının başlangıcına doğan öz ile,
Öz, aşkı bulana kadar nefesi özler,
Bulduğu an, yine bitmez özlemek, öğrenir.
Gün an, Özüm
Kocaman egolar sokağına düşersen,
Adamın kafası kalkmaz, aklı bulanır.
Bir adım geri gel, iki güzel sohbet,
Bir pervasız bakış, hadi sağlıcakla...
Gün an, Pervasız
Gecenin ışığına çıkıyorum, uyurken.
Sabah diyorum, sana doğacak, uyuyorsun.
Güneş ışığı değil uyandıran, sesinin tınısı
Bir nefes can, bir nefes ışık, bir kocaman kalp.
Gün an, Sabah
Uzanan zamana baktım,
Her zerresini sen sarmalamış,
Uzanan zamana bir el,
Çekingen, muzip, incecik...
Sadece, sözcükler ile dokundum,
Sadece, korkularım idi sessizlik.
Sadece, anlatan sen değildin,
Sadece, yanlış insanı dinledim...
Gün an, Sade
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!