Kabule bıraktım aşkı,
Varlığının şüphesizliği ile
Ellerin şekil verecek yürüyüşüme,
Nefesin verdikçe ellerine bıraktım.
Gün an, Kabul
Tozu, çamuru akıtan yağmur,
Nasıl güzel değil mi toprak kokusu,
Peki siz, dışı naif, ruhu kirli olanlar,
Kirliliğiniz için yağmurlar yetmez...
Gün an, Kir
Şikayet eder insanoğlu,
Sınırların aşılmazlığına,
Zamanın kayıp hallerine,
Çevresini saran perdelerine,
Kapılır gider insanoğlu,
Sessizce, omuzlarıma uzanan huzur
Sakince, göğsüme yaslanan yaşam
Hınzır adamını okuyan gözlerin,
Adanmış masumiyetimsin...
Gün an, Masumiyet
Dile gelse sessiz hecelerin ,
Sevdanı anlayamaz, acemi kalırlar.
Bizi saklar sarı çiçeklerin, mavice.
Korkarlar, apansız bensiz kalmaktan.
Gün an, Mavice
Mesele, gri havalara teslim olmak !
Zihnin şeytanları ile oynaşıp, eğilirken.
Kelimesiz yenilgilerin tuzağı'na doğru!
Mesele, sarılması derinlerine, yan yana dikilmek...
Gün an, Mesele
Işık,
Akşam üzeri, yumuşak
Yansıdığı selviler'den olsa gerek.
Sarı değil, turuncu da...
Oturduğum yere yansıyor,
Düşünce ile ürettiğin kelimelere,
İlhamın cümleleri sopa sallar.
Düşünce, ilham ile nasıl barışır?
Mimikleri yüzleştir bak nasıl öpüşürler!
Gün an, Mimik
Bir pırıltı ile başladı yaşam,
Bir damla ışığın ellerine yansıdı.
Öylesi küçük, bir o kadar can idi,
Tam kapının önü, gel dedi...Gel..
Mum alevimin sıcağına gel kadın,
Geldiğin an! seni sen yapan ruha,
Yumuşak sarı sıcak rengime ak hele!
Eriyelim kadın, balmumu akşamlara...
Gün an, Mum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!