koyu çamur renginde
yoğun kıvamdaydı
içimize oturan kasvet
kederlerimizi koyduk ceplerimize
kelebeğin ömrü
biten gün kadar kısa
tozu sinmiş havaya
renkleri feragat hayata
ömür kısa
tanrı nefretini kustu
ölü bir bebek doğdu
bebeğin gözlerinde kandan yaşlar
ellerinde mumdan ışıklar
bedeninde doyumsuz uğraşlar
mısralarımın kahramanını
boş sandukanın içinde
kilitli insanlarda aradım
/sözcüklerimin sultanını/
ben senden sürgün edilmişim ustam
hayallerimi torbama koyup ayrılmışım seferinden
oysa ki o dükkânda açmıştım gözlerimi
elim işe yatkın olmasa da yüreğim sağlamdı
arzum, tutkum hedefimdi
İçimdeki savaşçı
Savaşım hayatın
/kimi kıvrak
kimi hoyrat/
dansı
rüzgar savursa
saklı efkarları
toz bulutu süpürse
gizemli duyguları
sökülse semadan gözyaşları
yıkasa her ne varsa
hani iki elini yanağına koyup da
dayayıp dirseklerini dizlerine
ve bitiştirerek kollarını
bakarsın ya boşluğa
dalarsın o koyu karanlığa
/annesinin azarıyla küsmüş
henüz şiirime konuk etmediğim ceset
gözlerini açıp sonuna kadar
kurtulup karanlıktan
sıyrıldı küf yeşili çamurdan
ağzında bir dal çiçekle
'ertele' dedi 'ömrümü birgün daha'
gülüşünde gizlidir
hüzün
her eylül'de geçer gider
ömrün
zaten
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!