yolculuğa çıktım aklımca
farklı boyutta uzandım yaşantıma
her yaşımı dolaştım saklıca
çocukluğumu yakaladım parmak ucumda
anda kalmış mini tebessüm
devrildi devrilecek ağacın
ölüme aday dalısın
dörtnala kaçarken düşlerinden
uçsuz bucaksız ormanda
kaybolansın
yüz göz olmuşsun çalılarla
bırak çekilsin güneş
gözlerim kızarıyor gündüzleri
gecenin ayazını severim
ya da ayın beyazını
farketmez hiç
yalnız üşümek istiyorum
örtmeyin sakın üstümü
dizinin dibiydi
ısındığım yer
oysa
yerin dibindeyim şimdi
gözlerin gölde boğulmuş göz renginde
kanatlarında bir acayip yanma
uzandıkça uzanıyorlar
deniz düşüyor aklına
gidesin var
kanatlarını kesip denize atasın var
ay batınca
karanlık bulaşır yüzümüze
yüreğimiz ağırlaşır
oysa
yıldızlar saçılır
parçalı bulutlara bakmak
hayatımın tesellisi
bana dair isteklerim hiç susmaz
martıların delisiyim
onlara yakın olmak için
yaz sıcağında bunalıp
fırlatsakta göğsümüzdeki gülü
unuturduk elbette
sonbaharın serininde
buz tutsa da avurtlarımız
Bayram sabahında
Acil çıkışlarda
Acı kahve pişmiş kuytularda
Gidenlerin sevgisi
Görünmez boşluklarda
acının limiti olur mu?
en uç noktası
dokunacak kadar yaklaşıp
dokunamamak gibi
dipte bir yerde
derler ya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!