Tasımızı tarağımızı toplayıp
Kapıyı yavaşça çekip
Gitmeliyiz artık bu şehirden
Erkenden.
Belkis Hanım'ın horozları ötmeden
Bayramları hatırlıyorum
Daha dün gibi!
Atlı karıncalar çocuk sesleriyle çınlıyordu
Midemiz bayram ediyordu vücudumuzla
Kapılar tek tek çalınıyor
Öpülesi eller bükülüyor
Kalın perdelerini çekerim günlerin
Işık girmesin diye ruhumdan içeri
Kalabalıklar üstüme üstüme gelir
İnsanlar yorar beni
Herkes gündüzleri bekler
Ben Geceleri.
Kör duyguların boş bakışları
Sağır kulakların tiz duyuşları
Işık hızının delice koşan atlıları
Ben miydim o
Ben miydim bilmem.
Kör duyguların boş bakışları
Sağır kulakların tiz duyuşları
Işık hızının delice koşan atlıları
Ben miydim o
Ben miydim bilmem.
Çok şey var anlatacak
Unutulmuş hatırlanacak
Birer birer, tek tek
Bir de aşklarım var
Araya sıkışmış bunlara ek.
Duvardaki saatler yıldırım hızıyla koşmaya devam ediyor
On dakika mı desem, bir saat mi kaldı gidiyorum
Dur diyorum içimdeki bitmeyen özleyiş, sonsuz arzulara
Yıllardır yorgun, kopmamak için direniyor elim kolum.
Yelkovan bir tüy hafifliği ile dakikaları aşıp geçiyor
Sen mabetimin en bakiri
El değmemiş güzeli
Ezelden bir efsunla bağlamadın mı beni
Ukte gibi sarıvermedin mi bedenimi
Kim demiş seni severken başka bir güzeli özlediğimi.
Eskimiş sevdalar geçiyor kapımın önünden
Küçük bir paraya eskiciye devredilmiş
Aynı yüzleri görmekten bıkınca
Sırları dökülmüş aynalar tersine çevrilmiş.
Kimisi yırtık çuvalın altında can çekişirken
4 Temmuz 2010 tarihinde bilinmeyen bir neden ile, sayfamdaki hiç bir şiirime girilememiş, şiirlerim görüntülenemiştir.
Şiir dostlarıma bildirir, saygılarımı sunarım.
Gülay Aruç.
gülay aruç yazdıgım korumlar sayfana kayıt olmuyor üzgünüm