Bir yerlerim ağrıyor,
Ağrıyan yerimi bilmiyorum Alesya!
Kıyametim oluyor gidişlerin.
Sen gelmedikçe uzuyor yollar,
Tutup kendime çekerken kopuyor vuslat.
EY ARAT!
Sen umudun mavisi,
Sen sevdanın heybeti..
Düşman, bayrağını önüne atıyor sen yürüken..
Kara bir köprü kurmuş kaşların gözlerine,
Biliyorum gelmeyeceksin..
Sensizliğe alışmamı bekleyip,
Hayatına kaldığın yerden, devam edeceksin.
Ne bir süre verdin, dönmeye dair, nede bir umut..
Yokluğunun kuytusuna zincirleyip sevgimi,
Bir baktı gözlerime;
Dünyada yaşadığım ilk gün sandım.
Daha öncesi bu an'a ihanetti..
Bir baktı gözlerime;
Damarlarımda karıncalar gezerken,
Bir düş gördüm..
Kulaklarımda ince bir kanat sesi.
Papatyalara kur yapan bir bal arısıyla göz göze geldim..
Üzerimden geçen Turnaların gölgesi kalbimi örtüyordu sessizce..
Ağaçların kovuğuna kozalanan,
Henüz doğmamış sevdalarım vardı..
Bu gece gidiyorum senden..
Gelirken çiçekler açan yollar,
Giderken toz duman oluyor..
Bazı pişmanlıklar;
Tabelaya bakmadan girip,
Yalvarman boşuna, vermem elimi,
Sevmekten bıktığın, teni çıkardım.
Senin için dua, eden dilimi,
Daldığım rüyadan, seni çıkardım!
Başkasına kıymet, bana meziyet,
Topraktan yaratıldı ilk insan, ilk kabile
Habil'e verilenler, verilmedi Kabil'e
Yasak meyveyi koyup, altın yaldız kab ile
Ademoğlu önüne ser desem sermez misin?
Yakmayan kor ateşler dönse Dicle Fırat'a
Yıllar sonra yadedip adımı anarsanız
Şu dünyada huzurla kalamadı dersiniz
Genç yaşımda öldüren eceldi sanarsanız
Gönlünün muradını alamadı dersiniz
Yeniden doğmak gibi, kalpten kalbe düşünce,
Geçmişimi silmekti, bendeki her düşünce.
Ellerimi sevgiyle, yüreğine sarardım,
Şimdi bitti o sevgi, bende soldum sarardım.
Yüreğin duyguların hiç incinmesin inşallah melek saiirem ??
Gönül renginiz solmasın.
Gönül renginiz solmasın.