Hoş geldin Bebek!
Karanlıktan aydınlığa,
yokluktan varlığa...
Sana da nasipmiş bir soluk
nefes.
Hayret,
Senin de ideallerin varmış demek!
İdealist oldun,
İdeoloji okuyup,
İdarecilerine jurnalleyerek(!) ...
Yıllar önce bir “Körçeşme” vardı buralarda,
Ateşten bir busecik kondurup da yanağına,
Elma şekeriyle kandırdığım çocukluğum,
Yüreğime düşen ilk ateş mahcupluğum...
Kör olası bir “Körçeşme” vardı buralarda!
Kalk hele yerinden bi doğrul meşgul insan;
Horozlar bile uyandı, içtimaya durdu çoktan.
Düş ki yollara apar topar ama sakın düşünme,
İki ayağın bi pabuçtaymış, pantolonun ütüsüz…
Sen ki çalışmak için varsın tarih böyle yazmış;
Gözlerin dolu dolu,
Bir şey mi anlatır sanki?
Ellerin çalı çırpı,
Ateş mi değdi?
Yanakların titrek titrek,
Al mıdır rengi?
Kimi naneli vatandaşlarımız
-Elibirlik edip de işbirlikçileriyle-
Bugünlerinden yarınlarına hazırlık yapmaz.
Zaten bu yüzden
Hiçbir yarınları dünlerinden uzun boylu,
Yine bu yüzden
Sabah olur akşam olur,
Horoz öter gün doğar…
Gün olur harman olur,
Harman yeri adam boğar!
Hep seni aradı yaşlı gözlerim!
Uzadıkça uzayan mavi yılların ardından,
daldı
soğuk ve derin yalnızlıklara...
Ben
hep aynı kasvetli adamdım fırçasında
Annem getirdi koydu masama
Bir tas ekşi ayran
Diktim kafama içtim
Kana kana
Ayran ekşiydi ama
Sunan eller baldan tatlı
Yüz yüze konuşalım gel seninle
Ben kızıl elma,
Sen titrek yaprak...
Nohut oda bakla sofa
Bir yuvamız olsun.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!