İki adam oturmuş sahil barakasında
Biri iskemleye ters oturmuş
Elleri üst üste birleşik
Diğerinin elinde çuvaldız
Şapkası kaşının üstüne düşmüş
Dikiyor da dikiyor ağın yamasını
Bugün doğdu güzel ülkem
Doksan dokuz yıl hiç yaşlanmadı
Her zaman genç kalacak
Kaf û Kef misali yol bir görünse de çok ayrıdır tefekkür hem cisim
İşitilse de vahdet-i yek avaz
Namütenahi ayrıdır isim
Dal û zel gibi dursa da cisim
Ayrı cenahları yaşar isim
Vav û u misali kıvrılsa da cisim
Yemyeşil bir bahçe
İçerisinde kayısı ağaçları
Dut ağacı
Kiraz ağaçları
Erik ağaçları
Ortada havuz
Kayık içinde oturmuş bir geyik
Geyiğin boynuzlarında bir çadır
Çadır içinde yanar deniz cayır cayır
Ateşin içinde bir deniz
Deniz üstünde yürüyor Tebriz
Tebriz üstünde uçan balık
Kaldır tülünü açılsın zülf-i siyahın yel dağıtsın azat
Güzel olmak tabiidir sen dolan hep rahat
Ne çöl ne dağ ne derya sana engel
Bak beden-i cismin hür sen takma canına böyle büyük çengel
Bir sen varsın senle korkunsa senden içre
İster bal ye ister saki sunsun meyden iç de
Dal dal limonlardan
Koca koca toplayıp
Yaptığım limonataların tadı
Sarısıyla damaklarımda
Var mı ki yaz gibisi
Gökte koskoca bir limonla
Uyanmak gri bir İstanbul’a
Bir martının beyaz kanadında
Neyi sevip neyi sevmediğimi bilmeden
Bir şeyleri özleyip
Çoğu şeyi görmeden
Vapur düdüğünde ıslıklar çaldım
Lefkoşa’da bir kadın
Yürürken adım adım
Surlar içinde birden
Takıldı bariyerde
Oysa sokaklar onun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!