Ey güneş
Utanma
Saklama kendini kulelerin ardına
Turuncu gökyüzü açık veriyor seni
Belli
Artık geliyor kasım
Bugün yine uyandım küfrede küfrede
Sana değil bize değil sadece kendime
Bu yalanlarla dolu çarkın içinde
O debisi yüksek ırmağın akışına neden kapıldım diye
Sorsaydım akarken duran porsuğa
Yine halatlarıni çözmüş
Açık göğüslerinin ışıltılı fenerlerinde
Bekliyor yeni gemisini
Uzak diyarların hediyeleri
Uzun ve açık boynunu süslesin
Zevkten kendine geçsin diye
İsimler değişir
Sokaklar
Caddeler
Şehirler hep değişir
Saatler dakikalara
Dakikalar saniye saniye
İsimler değişir
Sokaklar
Caddeler
Şehirler hep değişir
Saatler dakikalara
Dakikalar saniye saniye
Eski tandırlarda dumanlar tüter
Taş sokaklarından gelir çocuklar
Avlu kapısında hal gönül bilir
Kaysı dallarında güneşin ışır
Malatya'da günler böyle sürülür
Masada duran üç zeytin
Anlatır halkın halini
Masada duran üç zeytin
Derdimi seni ve beni
Masada duran üç zeytin
Sanki durumu bilir gibi
Ey elleri emek
Mayıs güneşi misali
Güçlü parlak emekçi kardeş
Bembeyaz köpükleriyle kıyılara yanaşan vapurların
Özgür rotalarındaki sevinçli yunuslar gibi
Yüce dağların saklısında büyüyen dağ gülleri gibi
Sen mayıssın yahu
Diyesin geldiği
Bir gri İstanbul sabahı
Gittikçe gri
Gittikçe derin
Bir kasım günü gibi
Boğaz'dan
Paslı koca bir gemi geçerken
Bahar bahar bakardı
Beykoz sırtları gibi
Emirgan gibi
Boğaz'ın suları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!