Sen
Tahta atlara
Pirinç kaplama sedef kakma
Örtüler yapıp da
Saklarken önünde bir duvarın
Hoşçakal
Saçların da değişti mi sen gibi bilmiyorum
Ki ben
Çok daha tahammülsüz
Çok daha asi
Çok daha sessiz
Kabuğuna çekilmiş kendini durdurmak için
Sadece ikimizin uyandığı saatler vardı
Sen gözlerini henüz açamazken bile
Kendini sevdirmek için
Sessiz adımlarla yanaşırdın bana
Sapsarı
Birazdan dağların ardından
Portakal rengine çalıp
Batacak güneş
Ne çare
Ama dalgalar
Bitmeyen bir şarkının
Tam ucundaki gökdelenin gölgesinde yaşarken başladık
Sahrayıcedit
İki gözüm
Ben senin sokaklarındaki ağaçların dallarından
Topladığım meyvelerin tadıyla seni bilirim
Çamlıca rûzgarıyla Kayışdağı rûzgarının birbirine karıştı yerlerini
Kadıköy'ün sokakları hep denize çıkar
Şurası Dağlarca
Şurası Arif Damar kokar
Bir yerlerden gelir Nazım Hikmet'in sesi
Sokaklar adımlanır Cemal Süreya dizeleri gibi
Hafiften raylardan ilerler Moda Tramvayı
Kalbimin sesini dinle
Geceden sehere döner vakittir sana hep
Karanlığını sarhoşluğun adımlarına koyup
Denizin kıyısına kurulan bir ev viraneliğinde
Her yerinden rüzgâr geçerken verdiği sestir
Kum taneleri desem değil
Sana giden geminin
Ardından kaldırdım kadehimi
Dalgalara yükleyip özlemimi
Gözledim gidişini
Dalga dalga
Dalga dalga
Pek de iyi değilim
Ey hayat!
Hangi yerinde?
Nereye anlatayım?
Akıp gidiyor bir şekilde
Şehrin bir yerlerinde bir şeyler
Bir sarışın kurdun
Mavi gözlerinden
Uzun uzun baktım
Şanlı Çanakkale’ye
Gördüm kefensiz yatanı
Gördüm gözünde vatanı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!