Bir kıvılcım düşer yitik geceme,
Her anın yankısı çalar içime.
Sana dair her fısıltı yıldırım gibi
Geceyi delercesine çarpar sanki.
Dalgalı denizde,
Kâğıttan kayıklar,
Savruldukça etrafa,
Kurtulmayı sayıklar.
Karşıdaki kıyıya
Anılarla dolu her güverte,
Bir gülüş kaldı eski seyirde.
Aşkımı sığdıramam denize,
Ne çabuk beni unuttun, kaptan?
Beyaz düşlerin kucağında doğan,
Kar zindanı içinde yalnız açan,
Küçük mucizelerin gizemli dili,
Özgürlüğün ilk sessiz nefesi.
Sürgün vermiş bir beden gibi,
Güneş tepede, ter gibi gün yanığı;
Ayaklarımda toprağın ağırlığı.
Gölgede yok, gelir mi akşama?
Birden gözüme ilişti, yan dalda.
Salyangoz yelinde gibi dünya,
Unutulmuş şeker kavanozunda.
Üzerime eğilmiş kapakta,
Şekerler akıyor damla damla.
Kavanozdaki ışık uzakta,
Her umut dondu, yollar kapandı,
Sonunda yankısı hep bana dayandı.
Her gün dedim ki: “Ben haklıydım yine.”
Ama zafer değil, acı düştü dilime.
Affetmek yürek ister, unutmak vakit;
Kimi yara susar, kalır nakit.
Çoğu zaman kin yük olur, sevgi kanat;
Dertle yoğrulsa da böyle gider hayat.
Ufukta kızıl bir esinti dolanır,
Gün batımının yaprakları kızarır.
Yanan nar çiçeklerinin ateşinde,
Bir Gül düşün, sanki en kanlı yerinde.
Kırmızının bin halini taşır bakışın,
Akşam olunca köy meydanı şenlenir,
Davul zurna çalar, yürek dinlenir.
Gençler sıraya dizilir, halay başlar;
Toprak sallanır, yıldızlar ise oynar.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!