Serin bir sessizlik iner, ağacın altına;
Yapraklar konuşur, rüzgârla usulca;
Güneş yorgun düşer, gölgeli yamaçta,
Bir soluk olur, toprakta taşta.
Çocuklar oyun kurar dal izinde,
Sarı kalbimin güneyinde bir yaz,
Solgun kehribardan sessiz niyaz.
Ben avuçlarımda tutarım bu rengi;
Papatya, gündoğdu, nazlı zerdeçal gibi
Bir rüzgar eser altın vurgulu,
Bazı aşklar susarak büyür,
Bazı kalpler sessizce gömülür.
Seni sevdiğimi hiç bilmedin,
Değişirdi her şey, görseydin.
Karanlık, bir günah gibi zamanı sardı.
Ay secdeye durdu, gölgeler şahlandı.
Kalplerde yanan isli, paslı kandiller;
Aynada kendini inkâr eden eller.
Dua, dikenli gül gibi kanda saklanan,
Eski bir masalın suskun tanığı,
İçinde ruhumun derinlikleri saklı.
Bir çift göz dikkat kesilmiş bana;
Gelecek olur, parıldayan muamma.
Sor kendine, neyin peşindesin sen?
Neden hep başkası gibi görünmen?
Etiketi üstünde; kim yazdı fiyatı?
Dıştan mı ölçersin, içten mi hayatı?
Tutunmak isterim ritme ve ahenge,
Ürkekti adımlarım her figürde.
Rüzgarla dans eden bir yaprak gibi;
İki adım geri, bir adım ileri…
Kalbimle yürürken çatlak bir zemin,
Bir Serap gibi durur, sanki gecede.
Bir nefes alırsın ürperir perde.
Kalbimin içi duman, camdan eskitme;
Üflesen, ne varsa dağılır içimde.
Sakın söz söyleme, gözlerin yeter.
Sabahın çiğinde yıkanır düşüm,
Bir dal ucunda geçti ömrüm.
Kırmızı bedenli, siyah benekli,
Kırılgan, masum uğur böceği…
Oldukça narin kanatlarımla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!