Kim bilir,
kaç defa uyudum uyandım,
evrenin kucağında...
Kim bilir,
kaç hayatlar boyu,
Hadi,bize gidelim...
Çay demlerim sana....
konuşuruz....ordan,burdan...
çay içerken balkonda...
kim bilir,
belki çıkar dolaşırız sokakta.
Uyan,ey peri,bak güneş yakıyor,pembe tenini....
Uyan da sil,gözlerindeki uyku gibi,kederini...
Bak, balıkçılar döndü,martılar müjdeliyor,
Biliyorsan söyle Urla'nın,başka güzel yerini...
Allah bilir ya...
Sen,şimdi oturmuşsun,
tozdan buzlanmış camın önüne,
bir elinde tesbih,
dudaklarında anlamsız pıt pıtlar,
beni, kesiyorsun...
Hani;
sökersin fidanı,
götürürsün ya,yaban ellere...
Yalnız
senin sevgin yetmez,
onu, yeniden yeşertmeye...
Bu,sana yazdığım
sonuncu mektup
Tünelin ucunda,
ışık yok bana...
her gece,
Büyüdüm bak,biliyorum her şeyi...
Bizi, siz; yalanlarla büyüttünüz.
öğrendim,işte bak,bütün gerçeği...
yapmayın ya...beni kandırmayınız...
Ben,küçükken,dedem bize,masallar anlatırdı...
İsyanım sanadır,
bilirsin TANRIM!
Farkındayım,
yaşadıklarım sendendir...
onun için tarumarım,
ben,
Yazdığımı söylüyorlar,
Oysa ben,okumayı bilmiyorum ki...
Her kadın bir kitap diyorlar,
Her kitap bir yığın öykü,
İlk öyküde biz olalım,olur mu?
Dün gece,
Ay'ı,zorla çıkarıp gecenin simsiyah koynundan,
bir iki gürleme ile bulutları dağıtıp,
el yordamı ile,
düzeltip,
lacivert kadife yorganını,
beğeni ile okuduğum şair fatma müjganı, ayrıca çok yünlü çalışmalarından dolayı kutlarım,,