Yaşarken cehennem azabını yokluğunda
Cenneti yaşattın bu dünyada varlığınla
Güzellikler, esenlikler, mutluluklar hep senin
Ruhum, kalbim senin
Ben var ya, son uykumda bile sadece senin
Suya yandım seninle yandığım gibi
Uykularım bölündü bir derviş gibi
Yaşadıklarımız sanki rüya gibi
Ayrılmayalım biz cennetteki gibi
Yorgunluk nedir bilmedim seninleyken
Yanımda yoksun sevgilim, uzağım şimdi cennetime
Ellerin ellerime değdi, dudaklarım tenine; yandım ateşinle
Sevgilim bil ki dokundu kimse sen gibi ne tenime ne elime
Nicedir aradığım aşksın sen, düştüm senin izinin peşine
Sende yok olmak, erimek isterim;
Masamda bereket, evimde şenlik oldun yaşarım sâyende
Güneşten korunmak için midir
Yoksa
Islanmamak için midir yağmurdan,
Şemsiye?
Ne bir gün ışığı var üstümde
Ne yağan bir damla yağmur gökyüzünde;
yazdım seni şiir diye kalemimden kağıda
dilden dile dolaşan bir şaheser olsun diye
gözlerini çizdim tuvalime
paha biçilmez bir tablo olsun diye
bedenini yonttum taşa heykeltıraş gibi
yokluğunda ona bakıp özlem gidereyim diye
Seni düşünmek:
Bebeğin annesini ilk defa emmesi gibi
-Mutluluk-
Atların bozkırda koşması gibi
-Özgürlük-
Karanlığı aydınlatan güneş gibi
Cebimde param varsın olmasın;
Sigaram varsın olmasın!
Bunları artık dert etmiyorum.
Var sadece bir derdim:
“sensizim”
Senden gayrısını görmez yaşlı gözlerim.
Her günüm farklı geçiyor seninle.
Bazı an sana yazdıklarıma kızıyorum
Bazı an aşkından yanıp tutuşuyorum
Bazı an oluyor sadece seni düşünüyorum
Sensizlikle sen arasında kalıp
sensizliğe alışıyorum
Gecenin sensizlik saatleri
Ruhumun bedenimi terk ettiği
Kanımın damarlarımdan çekildiği
Kalbimin ritmini kaybettiği
Ellerim başımda bir sokak çocuğu gibi
Dudak büküp hayata küstüğü anlardayım.
Gökkubbe şahit içimdeki fırtınaya
Kaç asır oldu, bu kaçıncı perde?..
Bekler dururum güzelliğine hasretle kavuşmanın.
Yeşeriyor topraklarım, tazeleniyor filizlerim
Mutluluktan gözyağmurumun.
Altına serildi cennetinin




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!