Kim dünyaya getirmiş böyle bir dilberi , eyledi beni zebun
Bir gözleri var ki, gözlerim gözlerine baktıkça oldu meftun
Yürüyüp gider o, peşinden gider benim yarım havsalam
Çıksam çöllere, muhakkak ki kıskanırdı beni Mecnun
Yüzünde ne utanma kalmış ne damarında ar
Dönme etrafında Kabe'nin paklayamaz seni o duvar.
Hacı olunca zannediyor ki her şeye sıfırdan başlayacak
Hadi gitmeye gittin, görülmüş şey mi dostunu taşlamak
Yazan,
böyle yazmış kaderimizi.
Onca hasreti onca ayrılığı
detayına kadar yazmış da
bir tek vuslat kelimesi kalmış eksik.
Galiba,
Ah benim, bin yıllık kadim sevgilim
Yalnız sana aşık olan ben değilim
Çok sevenin var senin hepsi uğruna ölüyor
Yüz ýıl oldu biri toparladı, şimdi bini bölüyor
Gel,
Ben sana bir kahve ısmarlayayım
Sen de bana gülüşünden ısmarla
Sen benim hatırımda ebedi kal
Ben sende
Ne zaman
umudumu bir uçurumun
kenarında görsem
Aklıma sen geliyorsun
Daha değil daha değil, diyorum
Kendi kendime
Bugün kendimi uğurluyorum
Yosun kaplı rıhtımdan
Gök mavisi denizin dalgalarına doğru
Dümeni kırık yelkensiz bir gemideyim
Battıkça tatlı bir huzur doluyor içim
Her zaman suda boğulmaz ya insan
Yağmurlu, ıslak bir akşam saatiydi
sokak lambalarının ısısına sığınmış
bir kırlangıç kuşu gibiydi ellerim
ellerinden tutarken
Ara ara dururduk seninle
Hatırlar mısın bilmem
Yaşın kaç olursa olsun
Nerede kiminle
Yaşıyorsan yaşa
Yüzünde kırışıklıklar
Saçında aklar varmış
Hiç önemli değil
Memleket isterim
Mezhebi, dili fark etmez hepsi kardaş olsun
Ne anaların gözünde yaş ne bağrında taş olsun
Memleket isterim
Huzur kokan caddeleri, sokakları olsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!