Çıkarsın beni aklından, demiş.
O an, sanki yüreğime düştü.
Güneşten bir parça kor.
Başka bir şey istese kolaydı.
Dedim, insan hiç sevdiğini kırar mı?
Lakin, bu çok zor.
Gün gelir
Eğersin kaşlarını
Sehpada
Kirpiklerin asar gözyaşlarını
Öldürmüştür içinde o güzel anılarını
Sonra
Demiri eğer bükerseniz onunla bina yaparsınız.
Hukuku eğer bükerseniz devleti yıkarsınız.
Erfani
Kalabalık bir sofra çala kaşık sesleri
Bakıyor manzaraya, yufka yürekli baban
Ve payını pay ederken onlara anneleri
Kucağında biri, lokma bekliyor semadan
Dört İşlem,
Hayatımdan seni çıkarsam
Toplamda ben de yokum
Ömrümü ikiye bölmüşüm
Senden önce senden sonra
Bir ressamın fırçasıyla yaptığı
Bir resimde yaşamak
Başı karlı dağlar
Dağların koynundan çıkıp gelen
bir dere
Üzerinde tahta köprü
Bir gün ansızın duyacaksın öldüğüm haberini
Kimbilir o vakit nerede, ne ile meşgulsundur
Belki de gülüyorsundur birbirine çırparak ellerini
Gülüşünü böldüğüm için özrümü kabul buyur
Düzen bozuk, terazi bozuk
Bir kefede bin kafa
Bir kafada bin kefe
Ortaya tükürüyor herkes
Ne sakala gelsin istiyor ne bıyığa
Evet yağı teneke kutularında güller kokardı
Briket duvarların üzerinde
Soğuktan al al olmuş yanaklar
Mutluluk içinde ipi topacına sarardı
Dere kenarında kamış keserdik
Uçurtma yapmak için
Bir Eylül sabahında karşılaştık seninle
Sarı yapraklar etrafa hüzün yağdırırken
Güneşin bulutlara mağlup oluşunu
izliyordu zaman
Rüzgarın güllere verdiği mühlet
dolmuştu artık




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!