Her şey ; kötü kokan dengesiz bir sistemin yamuk terazisinde ayakta durmaya çalışan genç bir işsizin, şehrin kayıp afişleriyle dolu renksiz duvarlarının dibinden ürkerek geçerken, iş bulma umuduyla bakındığı derme çatma dükkanların camında tesadüfen okuduğu bir yazının anlamını düşünmesiyle başlar:
‘’ aile mezarlığımız alt kattadır! ‘’
piyano çalıyordu odasında müzik besteliyordu kuş tüyünden kalemiyle notaları geçiriyordu saman kağıdına ara sıra balkona çıkıp intihar süsü veriyordu bakışlarına gözlerim odasında aklı yine piyanosunda piyano çalıyordu odasında parmakları notasında keşke ben de yanında olsaydım o kızın piyano çalardık birlikte parmaklarımız aynı anda değerdi notaya aynı anda birbirimize aşık olurduk keşke babası kalbini çalıp kızının odasına girmeseydi piyano çaldı burjuvadan babasına bambaşka bir piyano istedi odasına aklı yepyeni notalarda gözlerim odasında aklı yine piyanosunda piyano çalıyordu odasında parmakları notasında
Yıllarca trene baktın
Ho Allah'ın öküzü
Hiç mi aya çıkmadın
Çüş Allah'ın öküzü
Yürü yürü gitmez dürzü
badana kokulu ilkokul yıllarımda
dut ağacına çıkıp
patlayana kadar dut yerdim
okula giden patikanın kenarında
kestane toplardım
kağıttan uçaklar yapardım okulun bahçesinde
köyümün kokusunu bilirim
gece olduğunda bir başkadır esen rüzgarı
rüzgar güneşi taşır
dizlerimin dibinde yanar sönmez ateşi
yerlerde ayaklarına dolanan taş toprak demeden
çocuklar top oynardı mahallenin en düz yerinde
Ahmet amcamın bedford'u var idi
Bir gaza bastı mı karşı köy duyar idi
Mustafa amcam sebze satar idi
Ben şair olsaydım şiir yazmazdım
Resim çizerdim geceleri
Şehrin en yüksek tepesine çıkıp
Haykırırdım sonsuzluğa...
Ben şiir yazsaydım ağlamazdım
gözünü çıkartacak karanlığın biraz daha toprağı kurcalarsa işin özünü sözünü tutmayacak yere ekilen ölü tohumlar zaten hiç kimsenin suladığı falan da yok meyve bahçelerini boşuna beklemeyin değirmenlerde gereksiz yere girmeyin ekmek kuyruklarına su yoktur aslında çarkına vuran dinmez öfkesinde suya benzer sıvı vardır irin dolu akıntılarında apollon’un askerleri ! saldırın elmamıza göz dikenlere ölü tohumları toprağa gömmüşler biz uyurken geceleri çıkartın gözlerini timsahın ağlayamasınlar bir daha sahte gözyaşlarıyla sahte kabadayısıyla geçmesin önümüzden bir daha kara bulutlar dikilmesin tepemize karanlık gölgesi yaşamayalım buyruğunda nefes alan ölülerin üzerine uzatmayalım ki ellerimizi üzerimize kelepçelerle saldırmasınlar apollon’un askerleri ! yıkın rengi olmayan duvarları üzerinden geçin bahçesine çekilmiş dikenli tellerin sınırdaş değil yoldaş olsun çiftçi kardeşlerimiz
Kayboldum diye hiç adres sormadım
Kimseye uğramadım borç para için
Yoruldum diye kendimden geçmedim
Ağlamak bahanem oldu şimdi...
Sadece yürüdüm gidebildiğim kadar




-
Mustafa Bay
-
Mustafa Bay
-
Mustafa Bay
Tüm YorumlarAğzımızın tadı, huzurumuz, ruh sağlığımız bozulmadan, iyi bir bayram geçirmemiz dileği ile, sevgiler, selamlar...
Sağlık, esenlik ve 2024'ü aratmayan bir yıl dilerim,
Sevgi, saygı, muhabbetle...
Gündemi ve "insanı" meşgul eden tüm kirliliğe, nefret ve ayrıştırma diline rağmen, "ağız tadıyla" iyi bayramlar dilerim...
Saygı, sevgi ve muhabbetle...
Mustafa Bay