Yâr boynumu büktün ama
Ele karşı mahcup etme
Yangına su döktün ama
Küle karşı mahcup etme
*
Ateş sönmez yanar bende
Doğarken, nesepsiz doğan nesilden
Bu millete hayır gelmez Mehmet’im
Çağlar öncesinde kalmış fosilden
Bu millete hayır gelmez Mehmet’im
Kokuşmuş yozlaşmış medeniyetten
Bir ömür resmine bakmakla geçti…
Kanayan yarama merhem mi oldun
Şiir yazıp, ağıt yakmakla geçti
Kanayan yarama merhem mi oldun
*
Karış karış satıldı ne köy kaldı ne bucak
İhanetler diz boyu, vallahi kucak, kucak
Sürüde koyun gibi ayağında bağacak…
… Bağlamışlar çobana, çözmeye korkuyorsun
… Oynanan bu oyunu bozmaya korkuyorsun
*
Bu can bu ten bir rüya, hayat: var-yok arası
Hayal sonsuz yolculuk, umut: gece karası
Gönülse bir oyuncak, güzelin maskarası
Bacak vücuda hamal, baş: akıl fukarası
Kırk beş: ‘artısı var’ ayağın numarası
Fakirlere adalet: zenginlerin parası
Kapındayım saatlerce…
İnan ışık yakmasan da
Perde çekip camlarına
Balkona hiç çıkmasan da
Sensin hasretimin dağı
Medeniyet köprüdür; insanlar geçsin diye
Allah göz izan vermiş yanlışı seçsin diye
Eskide çeşmelerden susayan içsin diye
……….Zincir ile bağlanmış bakır tası olurmuş
……….Kurt kocarsa köpeğin maskarası olurmuş
Nami dede sen yoksun, yalnızım buralarda
Ne köyün tadı kaldı ne yaylanın tadı var
Hangi akılla geldik bu sene ilkbaharda
Ne köyün tadı kaldı ne yaylanın tadı var
Tamam, çocuklar dedi yazlıkta çalışalım
Neye yarar sarayların, köşklerin
Devlet yara aldı, yara çok derin
Oyuncağı olduk haramilerin…
Sayenizde beyim Nan’a muhtacız
Vatana hizmetkar, devlete hami
NASIL BAKSIN
Diyorsam da çok özlerim
Kifayetsiz… Bu sözlerim
Bulut gibi yâr gözlerim
El âleme nasıl baksın




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!