Yazım böyle yazılmış, çile benim kaderim.
Beni böyle ağlatan, zalim kullar utansın.
Her gün aynı zindanda, her gün aynı kederim.
Günden güne eriten, kem söz diller utansın.
Gecenin yalnızlığında gördüğüm hayaller
Ne bir derde devadır, ne yalnızlığa ilaç,
Uslanmaz yüreğime çare olmaz visaller,
Sipersiz bu halime merhem olmuyor mizaç
Bir yanardağ kadar hareketli yüreğim,
İliklerime kadar kudurmuşum, patlamak üzereyim.
Aşkının benliğimi nedenli yok ettiğini
Ve içimde taşıdığım kor ateşi bir sen görebilirsin.
Demirden bir teneşire uzanmış gibi tüm hislerim
Son mektup okunuyor sanki kulaklarıma.
Yanlış şehirlerde dolanmışım yıllar yılı,
Ne ben tanımışım,
Ne o tanışmış benimle,
Karanlık sokaklarda gezmişiz,
Gezinmişiz….
Sevdam dedim hep yüzüne,
Aşkı inkâr, eden mi var.
Hayat sende, bak özüne,
Kaçınca kâr, eden mi var.
Senle olmak en büyük kâr.
Ah olmasa başka eller,
Elden sana, yâr mı olur,
Söylemesin başka diller,
Dilin bana, yâr mı olur.
Kara kedi, ara bozar,
Bu karanlık handan, sevdaya doğru
Yol bulmuşun durmam, koşarım bugün.
Yetmez mi bu zindan yetmez mi çağrı,
Aşılmaz dağları, aşarım bugün.
Bazen gem vurursunuz en muazzam düşlerinize.
Can ve canan yıkılacaksa varsın eriyen duygunuz olsun.
Bazen feda etmek gerek kendini sevdiklerin için..
Huzursuzluğu/nun alevleneceğini bile bile,
1/
Müptela olmuş duyguların ışığındaki ayna,
Zamana dur diyemiyor zaman içindeki mana
Masumiyet dilde kalıplaşmış lafta ve yafta,
Sanki caniler toplanmış gördüğüm her bir safta.
Heyecanı tükenmiş goncalar büyümekte,
Bu fidenin faydası, nasıl olur bilemem,
Tohumlar hep sorunlu, sanki boyun eğmekte,
Yeşerse de kim nasıl şifa bulur bilemem.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!