Şu dünya hayatı zindane oldu,
Güneşi görmeye heves mi kaldı,
Her gün şu sineye hicranlar doldu,
O yâre varmaya, heves mi kaldı,
Biçare duygudur yürekte yanan,
‘’Yollar çıkmaza gider, hayat sonuna doğru,
Hala idrak etmez mi, akıllı insanoğlu’’
Caddede gezinen gençleri gördüm
Yüreğim burkuldu, baktıkça öldüm
Sıkılıp dert yandım, içime gömdüm
Övüne övüne, gezer bulvarda
Giymişler acayip, tipten elbise
Hayat bu kadar kolay olmamalı,
Cana bu kadar ucuz kayılmamalı,
Örfler bu kadar çabuk bozulmamalı,
Böyle olmamalı böyle olmamalı
Belli ki bir bozukluk var
Yeşili andıran tondaydı güzelliğin
Toz bulutu olup yellere gidemezsin
Deryalara daldım, kalmadı tüzelliğin
Sen bana aitsin, ellere gidemezsin.
Keşfin kolay değil bilinmeyen yerdesin
Zifiri siyah ömrüm, berraklıktan uzakta,
Duygular esir olmuş, bilmem hangi tuzakta
Zaman durmak bilmiyor, kayar yağlı kızakta,
Meçhulün yolcusuyum, ağlamaksa nafile,
Günden güne eriyen buzdağından farksızım
Her sabah uyanınca
Çekmelisin besmele,
Başın yere koyunca,
Çekmelisin besmele,
Elin yüzün yıkarken,
Dosdoğru gidiyorsun
İleriden dönüyorsun
Sola değil ha ….
Oranın yolu bozuk
Sen sağdan devam ediyorsun
Sonra bir kavşak çıkacak karşına,
Kara gözlerine takılmışım,
Hayal dünyamın zenginliğinde,
Yokluğuna mahkum kalmışım.
Sonu gelmez hülyaların,
Ucu bucağı görünmez yolların,
Gitme ey sevgili, gitme bu akşam,
Geceler üstüme yağan kar olur,
Sensiz nasıl geçer derbeder yaşam,
Gidersen karanlık bana yar olur,
Feryatlar ettirme gamlı bu gönül,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!