Zavallı diyemem ahmak adama,
Garipliğin bile, bir adabı var,
Kaybetmiş kendini, dalmış madama,
Sahipliğin bile, bir adabı var.
Eskiden edep vardı, utanır ar ederdik,
Töreyi minnet sayıp, alaya aldık ağam.
Suskunluk adamlıktı, susunca kâr ederdik,
Çok bilenler çoğaldı, bilgisiz kaldık ağam.
Yar senin elinden çektiğim zulum,
Bilmem hangi derde devadır bende,
Aşk denilen sancı, ölümden ölüm,
Bilmem hangi derde davadır bende,
Kor alev sıcağı, yürek yakarken,
Gurbet gurbet denende aklıma sen düşersin,
Mavzerleri sırtında nöbet tutan yar benim.
Karlı dağlar ardından, neden yaram deşersin,
Ahvalimi düşünüp, sırra yatan yar benim.
Ahvalimde sılayı, karanlıktır görürüm,
Tutsak olma, aşka yeter,
Rab'dan öte, gücü mü var.
Bütün aşklar, birgün biter,
Aşktan başka, öcü mü var.
Yetmez elbet, boş bir bakış
Kaybolan yıllara dönüp baktıkça
Aynalara be hey! Diyesim gelir.
Zaman su misali, hızla aktıkça,
Geçmişe birden vay! Diyesim gelir
Nerde eski neşe nerde eğlence,
Gül dalında güzel, yar sinede,
Seven sevdiğinden, ayrılır mı yar,
Leyla; mecnun ile, sen ise bende,
Seven sevdiğinden, ayrılır mı yar.
Bu aşk gönlüme düştüğünden beri,
Mahşer-i badeden uyurken içtim,
Gözleri semaya, gerde gör hele,
Sevda kapısından, izinsiz geçtim,
Rahmanın aşkına var da gör hele,
Sonsuza ulaşmak, çok ırak sandım,
Bir gamsızlık hali dolaşır durur,
Tükürsen yüzüne, gülecek olur,
Kaybetmiş kendini görmeze vurur,
Örfünü hadsizce, silecek olur.
Ham laf edip gönül, yıkmayasın dost,
Sonra dertleşecek, can bulamazsın,
Aman ha yıkmaya olmasın kast,
Yeniden yapmaya, gün bulamazsın,
Yıpratır elbette insanı zaman,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!