Gittin Gideli
-geleceğini bilsem
sancılarımı susturur
ıslak ıslak gülerdim oğul-
zaman dediğin üç ayaklıdır
bir ayağı kesik taya benzer
kaşlarını çatma artık, değmez
eğilmesin alnının çizgisi, eğilmesin
duvar eskidi, bense yaşlandım
gözlerinde ışık, yüzünde mimik
tutunmasın acıya
-iki insan aynı yoldaysa
haince arada saklanır zaman-
biri birine eğmişse boynunu
duymazdan görmezden gelir öteki
öldükten sonrasını bilmem
her ağacın ve buğdayın
yuvarlaktır gövdesi ...
DERSİM
bu kaçıncı sancındır Dersim
Munzur'un sesine bıraktığın
bu kaçıncı sancın
Ayrılma Vakti Efendi
çok denedik olmadı
geldik ayrılma noktasına
madalyanı iyi sakla
ara ara bakarsın recep efendi
Yağmurla,
Güneşle,
Buluşan toprak
Herkese yettiği kadar gülümser.
Şafağa vuran ülkenin ezgilerinde.
Nasıl ki veriyorsa güneş sıcaklığını
Generaller Cuntası'na Karşı
üniversite etrafında yükseltilmiş duvar
duvarı tutan generaller Atina’da
tankları, panzerleri, rap rap askerleri
adırbı mıro bo
adır mıro bo qı
bonê mı wesêno
xellê todı niyo
ciranina to qi
ADIN YANSIN ZULÜM
adın yansın eyy zulüm
uçsuz bucaksız bir dünya damar damara
bense bir taşı koyamadım duvarın üstüne
kaç mevsim geçti, kaç iklim değişti
Ağlayan Ölüler
-vicdan o ki
yüzünü bile göremedikleri için
kırabilseydi dişini-
BUGÜN 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ
bugün 1 Eylül, bugün dünya barış günü
akan göz yaşlarımızı tutacak gülmeye çalışacağız göz göze
en güzel elbisemizle örteceğiz kanayan göğsümüzün üstünü
Dalga Dalga
-dalga dalgayı görmese
toprağa taşımazdı sırrını-
biri kadın, biri erkek bakışlı
Toprak Tutsun Külümü
-aşk dilsizdir bir göz bir yürek
toprak tutsun külümü, su yolumu
yanayım alev alev
su bilsin, balık sürsün izimi
Ben İstanbul’da Doğsaydım Kardeşim
ben İstanbul’da doğsaydım kardeşim
sevgilimin rüzgarla sevişen o sarı saçlarını anlatırdım size
belki Uludağ’da kendini gösteren o çınarın dibinde
akan bir parmak suyla taşırdım ismini
Kadıköy İskelesi’nde son el sallayışımı ahbaplarım ...
Enişüri Solmayan Resim
seni anlatmak, anlamak seni
tanımaktır o kutsal emeği
seni anlatmak, kavuşmaktır özgürce
dünyanın öbür ucundan da olsa
berrak sularına Munzur’un
seni anlatmak, anlamaktır seni
kimsesizliği, yalnızlığı, yoksulluğu
çileli büyüdüğü ...
Ve Tanrı Ağlamasını Öğretti
birkaç kişi vardı yan yana
doğurduklarında tanrıyı
önce koruma, sonra elçileri oldular
bir edip uçurduklarında
henüz keşfedilmemişti gökyüzü
emirlerini bıraktıkları yerlerde
dönüp paylarını aldılar
görünmez görünür olduğund ...