SÜRÜSÜNÜ DAĞITAN KUŞLAR
iklim bozulmuş
küçük gruplara ayrılmış
süpürüp götürürler izlerini
sürüsünü dağıtan kuşlar
TANRI DA SINIF DEĞİŞTİ
sömürünün kopan her halkasında
sarsılınca imparatorluğun temeli
tanrı da sınıf değişti
Tohum kavrulurdu acı içinde
Bir başka mevsime girerken,
Filizlenir de, sofrana kadar gelip
İşlenir de, yüreğine parça parça.
Toprağın sancısı bu
SÖZÜMÜZ VAR
sözümüz var bizim, hece hece okuduğumuz sözümüz
ne altın sarısı, ne dolar yeşili ne de kurşun ağırlığıdır
göğsümüzün kafesini parçalayan
bir avuç kadar yüreğimizden yüreklere serptiğimiz sevilerdir
Senin eğlencene denirdi
Balık da olsa
Yani
Nehirdeki balık, Okyanustaki...
Meşe diplerinden, kayalardan fışkırıp
Toprağın yüzüne çıkan
Sevmek İçin Yeniden
-dağlara söyleyin
kara buluta yaslanmaz bu kafa-
gerisin geri çekip de gitsem
RÜZGARA KARŞI
arka arkaya aksi yönde akınca bulutlar
mevsim değişir uçuşur gider yapraklar
tepeyi süpüren tipi çukura doldurur
üst üste vurunca dalda kalır dikeni
Zaman prangalara vurulmuştu
Acıya durulurdu
Kamburun tokuşurdu eldeki kadehle
Acın tutuşurdu tutuşmasına
Nedendir, bilinmezdi de
Ayağının sarp yollara düşmesi.
Şafak Sökünceye
-İsa çıktı göğe indi
hâlâ gözyaşı / hâlâ kan akar toprağa-
gecenin en kör yeridir en kahpe halkası
PAROLA
yarasaların içinde bir yılan ve ana-baba günü ortalık
düşmanımın düşmanı dostumdur! ordu gelse ne çare
parola ne davul, ne teneke sesidir, ne zurna-ne düdük ötüyor
Ben İstanbul’da Doğsaydım Kardeşim
ben İstanbul’da doğsaydım kardeşim
sevgilimin rüzgarla sevişen o sarı saçlarını anlatırdım size
belki Uludağ’da kendini gösteren o çınarın dibinde
akan bir parmak suyla taşırdım ismini
Kadıköy İskelesi’nde son el sallayışımı ahbaplarım ...
Enişüri Solmayan Resim
seni anlatmak, anlamak seni
tanımaktır o kutsal emeği
seni anlatmak, kavuşmaktır özgürce
dünyanın öbür ucundan da olsa
berrak sularına Munzur’un
seni anlatmak, anlamaktır seni
kimsesizliği, yalnızlığı, yoksulluğu
çileli büyüdüğü ...
Ve Tanrı Ağlamasını Öğretti
birkaç kişi vardı yan yana
doğurduklarında tanrıyı
önce koruma, sonra elçileri oldular
bir edip uçurduklarında
henüz keşfedilmemişti gökyüzü
emirlerini bıraktıkları yerlerde
dönüp paylarını aldılar
görünmez görünür olduğund ...