Sos’cular
tezek türevi sos’cular
nefesleri yetmeyince alfabesini okumaya
sosyalizm adına boğazdan bağlanıp
hamburgere sos oldular
Sri Lanka: Tamiller Ayakta
‘barış masasında’ sinsi sinsi konuşup
‘kurtarılmış bölgelere’ sızdırdılar ajanlarını
arkasından tanklar toplar yerleşti
tam donanımlı savaş uçakları
Karanlığın dehşetidir, çilenin pençesi
Kara bir bulut yapışırdı
Toprağın yüzüne.
Çaresizlikti köylünün elinde
Babasından kalan miras
Açarak ellerini allaha yakarırdı.
Munzur Lalesi
-sen Munzur lalesi / êlin göğe açarken elini
sen niye toprağa bakarsın
niye suya, niye güneşe-
PAŞA İSE PAŞA
paşa asil mi asil babası ağa, anası ev kadını
mahalleli önünde hafiye
amcası mılla, yaveri köle
talebesi kurumuş kabuktur sırada
Kaktüs Çiçeği
-işçinin balyozu değil
kum fırtınası eritirdi kayayı-
kaktüsten önce çölü tanıdı kum fırtınası
Kulübeye Sığmayan Serçe
gölgesi kuru kim kaldı
ikiz ayak üstünde
tahtaları dökülmüş bir kulübe
içinde diz dize vermiş beş peri
Yıldızı Düşmüş Paşa
hani verdiğin sözler vardı
yıldızı düşmüş paşa
üç-beş ‘eşkıya’ya karşı
yolunu bulunca mı unuttun
Yük Senin Boynunda
-öylesine yaşayan insan
izleyerek tüketir ömrünü ve ölür öylesine-
toprağın sesini kim duyar / kim dinler rüzgarı
yoksun;
beden ağır gelir, şu küçücük yüreğe
seninle anlam kazanan dünya
daralır; daraltır göğsümü…
nefes almak zorlaşır….
Ben İstanbul’da Doğsaydım Kardeşim
ben İstanbul’da doğsaydım kardeşim
sevgilimin rüzgarla sevişen o sarı saçlarını anlatırdım size
belki Uludağ’da kendini gösteren o çınarın dibinde
akan bir parmak suyla taşırdım ismini
Kadıköy İskelesi’nde son el sallayışımı ahbaplarım ...
Enişüri Solmayan Resim
seni anlatmak, anlamak seni
tanımaktır o kutsal emeği
seni anlatmak, kavuşmaktır özgürce
dünyanın öbür ucundan da olsa
berrak sularına Munzur’un
seni anlatmak, anlamaktır seni
kimsesizliği, yalnızlığı, yoksulluğu
çileli büyüdüğü ...
Ve Tanrı Ağlamasını Öğretti
birkaç kişi vardı yan yana
doğurduklarında tanrıyı
önce koruma, sonra elçileri oldular
bir edip uçurduklarında
henüz keşfedilmemişti gökyüzü
emirlerini bıraktıkları yerlerde
dönüp paylarını aldılar
görünmez görünür olduğund ...