Sus, söyleme bir şey,
yumuver gözlerini ve sus.
Dinle yüreğinin sesini,
sonra; aç gözlerini.
Bırak konuşsunlar,
özgürce.
Yaşadın mı sen hiç hasreti?
Yanındayken sevdiğin.
Kan ağladı mı yüreğin?
Dokununca sevdiğine.
Akıttın mı göz yaşını içine?
Ağlarken geceleri, duymasın diye sevdiğin.
Söyleme sakın derdini
Dinleyeni bulamazsın
Zalim dünyada gönlünü
Eyleyeni bulamazsın
Ayağına turab olsan
Beyaz,
bulutlar kadar beyaz olsa bahtım.
Yok, aman yanlış anlamayın
kara değil bahtım.
Kara değil ama,
bulutlar kadar beyaz olsa bahtım,
Savruldum gurbete, geldim buraya
İlaç bulacaktım ben bu yaraya
Bir âdem yokmuş ki derdim sora ya
Kenar köşelerde içen doluymuş.
Sevgiyi aradım, karanlıklarda
Kara kalem yazmaz oldu
Hasret gözler gülmez oldu
Bir tanecik gülüm, gülüm
O da bu yıl gelmez oldu
Eza, cefa bana ödül
Can cana muhtaçtır fani alemde,
Gönül inceliği gizli kalemde,
Görmek ister canı, gönül sevdiyse,
Neredesin ey canım? Göster yüzünü.
Sevgiyle yücelir canlar gönülde,
Sanmayın ağladım cana gelirken
Güldüm katılarak hana gelirken
Yine güle güle, oynar giderim
Vakit tamam olup cana giderken
Dost bağında bir çiçeğe sokuldum
Seni ilk gördüğüm an,
O çocuksu gülüşünle
O tarifsiz bakışınla
Taht kurmuştun kalbime.
Bir ömür yaşadık sanki seninle
Kırlarda koşuştuk
Gökteki ay, güneş sensin
Sıralanmış yedi renksin
Erişilmez prensessin
Benim güzel, çirkin dostum
Senin nazın bana hazdır
Engin bey şiirlerinizin hepsini büyük bir zevkle okudum....duygularınızı bizlerle paylaştığınız için teşekkürler, yüreğinizde ki coşku hiç bitmesin....