Belli ki, zirveden yeniden doğuş,
Öyle bir doğuş ki; yârına uçuş...
Zaman, mâziye takılı kalırken;
Âtî'ye sarılmış uçuyor son kuş...
Mâziden âtîye doğru bir duruş;
Hayâlin kucağından düşüp aklıma geldi;
O çocukluk yıllarım, doksanlar ne güzeldi...
Baktım sağıma, soluma her bir yanım dört duvar,
Hücremde öten bülbül, cânevime oldu yâr.
Sabret ey gönül sabret, elbet bir gün güneş doğar;
Bu dünyâ imtihân yeri; ilâhi adâlet var!
Vatan bayrağına ömür biçilmez;
Çanakkale geçilmedi, geçilmez...
Şehadetsiz bir yudum su içilmez;
Şehitler ölmez, bu vatan bölünmez...
Yanar yürekler alev gibi, sönmez;
Dostun evi gönüllerdir;
Gönülleri yakmayalım.
Kalp tahtındaki güllerdir,
Canevini yıkmayalım...
Bakarım her yer duvar,
Önümde engeller var.
En güzel pazartesim;
Kulvar üstüne kulvar !
Düşümde yeşil eksik,
Cânlara ki, cânan lâzım; topraktan ve kitaptan,
Sür gemiyi çay sarhoşu; kalbi aşk yüklü kaptan..
Neyimiz vardı sanki; bir çay ile bir simit,
Lâkin umut doluyduk, çok şükür ki son limit...
Gerçek zenginliğimiz umuda sarılmaktı,
Umutla gülen gözler hem capcanlı hem paktı...
Koparmayın canevinden, çiçek; toprağına özeldir,
Savrulmayın yalanlara, insan; doğrularda güzeldir...
Niçin duyuldu; o sebepsiz çığlık ?
O an, kan damlamıştı gözyaşımdan...
Ah, gördüm ki; bir deli kalabalık;
Geçmiştim o an; soframdan, aşımdan...
Ölümü özlettirdi o manzara;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!