Dünyâ öyle bir hayâl ki, her şey gelip geçici,
Durmadan dönerken hayat, zaman; ömür içici...
Yarınımız, tertemiz hayaller olmalıydı,
Sağımız ve solumuz, hep umut dolmalıydı,
Kötülüğün ektiği, elbet ki solmalıydı..
İmân nûru sönünce; ışıklar da kesildi,
İnançlar eksilince; umutlar da eksildi,
''Dekor yapmak ve gösterişler, hayâsızca serzenişler,
bu nasıl bir riyâdır ki, sonların ağladığı bezişler...''
Hayat yürümek zorunda olduğun dikenli bir yol...Ayaklarına batsa da sinsi dikenler, bazen acının o delirten sancısını iliklerinde derin derin hissetsende, bu tükenmek bilmeyen renkli serüvende, arkana bakmadan, sekerek de olsa koşmak zorunda olduğunu bilirsin...Çünkü sen hayatın kucağında çaresizce ağlayan,umuduyla yaşamak zorunda olan bir bebeksin..onun toprağına,suyuna,onun yüreğini ısıtacak güneşine muhtaç olan masum bir çiçek...Bir gün solacagini bile bile her gün tekrardan aciyorsun hayata tebessüm ederek...
Hayata dâir ne varsa gizemler ötesinde,
Ve bir sır yolculuğunda, yıldızların sesinde.
İşte odur koca mahşeri kucaklayan mühür,
Hevâlar, artçı sarsıntılarla yıpranmaz, ölür...
Tefekkür + Îmân = Teslimiyet
Teslimiyet × Tevekkül = Hayırlı Sonuç
Tefekkür ile küfür arasında ters orantı vardır.
Tefekkür ile şükür arasında ise doğru orantı mevcuttur...
Tefekkür artarsa; küfür azalır,
Küfür artarsa; tefekkür azalır...
Uğraş bakalım mazlumla.
Uğraş bakalım garibanla.
Nasıl olsa onların
Kimsesi yok değil mi?
Dalaş bakalım söz ile,
Yaradanın verdiği câna eziyet niye?
Bu cân emanet bize; Rabbimizden hediye...
Hele bir düş de, gör;
kaldıran var mı? ..
Elinden tutuyor mu kimse,
bir bak hele, sağına-soluna...
Hele bir düş de, gör;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!