Bil ki, Hâk ile bâtılın savaşıdır bu;
Tüyü bitmemiş yetimin gözyaşıdır bu!
Ayağına sabun takılsa öleceksin!
Fâniyetten sonsuz âleme göçeceksin;
Kaçış yok, âhiret yurduna döneceksin,
Söylesene insanoğlu, bu kibrin niye?
Çıkmamış mıydın babanın idrar yolundan?
Dünyâ küçülüyor gözümde, insanlar küçülüyor,
Ölüm yaşıyor özümde; tüm karanlık boğuluyor...
Cisim büyüklüğü değildir senin büyüklüğün,
Seni büyük kılan kalbindir, gerisi; yüklüğün...
Hastalık, dert, keder hepsi;
Ne gelirse Allâh'tandır.
Hüzünlenme boşver ye'si;
Çileyi veren Rahman'dır...
Boşver âlem ne derse der;
Virâne mâsivâyı elim tersiyle itsem,
Eshab kehf gibi bende alsam başımı gitsem...
Ölümün kucağında çırpınan insanlığa,
Arşın şark gölgesinde makbul bir duâ etsem...
Ey gâfil, dünyâ boş; tüm eşyalar beyhûde,
Bırak mâsivâyı da, haydi artık hû de...
Bir güneş gördüm, kalbim ile bir atan,
Bir güneş gördüm, dünyâyı aydınlatan.
Güneşe aşık oldum, mâsivâyı eriten,
Ben güneşi sevdim; yandım alev gibi...
Her adımda lisânım, her ânım budur Allâh;
Oturuşum, kalkışım, yürüyüşüm bismillâh.
Dur durak bilmez ki akrep-yelkovan;
Su gibi akıyor, geçiyor zaman...
Bir vakit gelecek bitecek nefes,
Ölüm bir başlangıç; sonsuza uzanan...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!