Yanlış bedene hapsolmuş duygular,
Hayali bile acılar içinde yasaklanmış, prangalanmış.
Arzuları öylesine kuvvetli ve sert rüzgârlara eşdeğer olsa bile,
Fısıltılarla bu dağları yıkmak zor.
Çırpınan dalgaların köpüğünde yarınlar,
Öylesine imkânsıza kucak açmış ki mavilikleri,
Bir bataklıkta ayaklarım debeleniyor sanki.
Kimsenin de kurtaracağı yok gibi.
Yaşadıklarımız, o an olmuş ve bitmiş.
Devam ettirememişiz demek ki.
Ben terkedilmiş bir ev gibi yalnızım sanki.
Koyu saçlarını kim tarardı?
Nasılda sinmiş üstüne yorgunluğun hain kokusu,
Kim verdi seni onun ellerine?
İyiki de tutmuş elleriniz birbirinizin yüreklerini.
Şimdi ziyaret ettim beyaz saçlarına gelen amansız misaferini.
Gördüm yorulmuşsun güzelim benim.
Kitapları üst üste,
Yıldızlara biraz daha yakınlaşmak için,
Gözlerinin içine bakarken gecenin zifirinde,
Bastım hepsinin üstüne,
Değmese de arşa başım,
Yükseldim epey, sizi geçtim.
Tutmayın,
Bu duygu saf elektronlardan geçiyor ve ışına kavuşmak için,
Güneşlere selam çalıyor.
Ellerini özgür bırakırsanız,
Volkandan bir kağıt gibi dağılacak ve dökecek kendini,
Bu duygu saf morluktan geliyor.
Bir un çuvalı gibi,
Yerçekiminin rengârenk yedi kat altına iniyordu sanki.
Salmıştı kendini akan rüzgârın kızıl saçlarına, umursamazdı kimseyi.
Hiç ses çıkartmadan, vedasızca…
Gel desem gelemez artık, koklamam imkânsız.
Onların kalemleridir ki,
Bir ucu sivridir bize her zaman, tetikte.
Bir ucu silgidir gerçeklere, otururlar hem de yumuşak üstüne.
Onlarındır bu kalem ki,
Sevdiklerine uzanır yazdıklarının balı, kaymağı bir parmak.
Sonra onlar uykuya dalıyorlar
Bilmedikleri bir bulutun gölgesi varken
Daha binaların demirleri atılmamışken
Ve meyvesini yedikleri ağacın köküne inmemişken,
Onlar uykuya dalıyorlar ve derinlere daha derinlere inerken.
Suskun bir yaz gecesi,
Ne anlatsam duyulmayacak bir hikâye burukluğunda,
Konusu olmayan bir yağmur gibi yağması olası…
Çok şaşırırsınız belki duysanız,
Anlamlandırmak çok güç olacak kurak topraklarınızda olanları,
Aciz bir beyin,
Olması gereken ve gerçekleri,
Uyuşturucu gibi hisseden ve hep uyuyan,
Görmemezlikten gelen ve yaşları gözünden bir türlü akamayan…
Şimdi cephelerimi size açıyorum,
Ayrılma ve ayılma zamanı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!