Bir gün gelecek, eminim
Sema da kara bulutlar ağlayacak o anda
Dili tutulacak, yaşanan tüm hicranların
Gözlerim gözlerinle karşılaşınca
Bir hayat boyu anlatamadığım duygular
Evet, söylenemeyenlerin bir yenisidir bu
Boynuna urgan geçirilmiş insanlar arasında
Ne ben çok yaşarım, ne de bir başkası
Zamanı durdurmanın yok asla ilacı
Bir nefes kadar kısa hikâyemiz
Bir kelebek uçtu daha demin
Koyun öteki tarafından
Vuslatına varır mı
Bir günlük canı yitirmeden
Kelebeğe hiç soruldu mu ki
Rüyası, hatırlanmak için değildi
Bir akşamın eşiğinde duruyor gözlerin
İçinde gölgeler, içinde uzak yıldızlar
Geceyi sıyıran ince bir rüzgâr gibi
Beni her bakışında biraz daha savuruyor zaman
Karanlığın içinde, bir kızıl damla gibi duruyorsun
Bir kız sevdim, gözleri benden hallice
Gülüşü yokluk gibi: var ama sessizce
Yankısı her gece kulaklarımda gebe
Çırılçıplak bedeniyle karşımda ip ince
Aynalar çok kırık, hiç sesim geçmiyor
Umudun gözlerime yürüyor tenimden
Aklımda bir ses olup büyüyorsun geceleri
Bir türkü söyler gibi, bir çığlık savurur gibi
La Belle Dame Sans Merci
Bir meddah anlatır gibi hikâyemi çarşı meydanlarında
Duymasam da sesini,
Prangalarımdan işitirim.
O soğuk karanlık hücremde,
İçimi hülyanla ısıtırım.
Matemli duvarların ardından
Açar mısın bana heyecan kapılarını?
Leylim leylim canımın yarısı
Bir öksüz çocuk sancısı
Sevdamın kanayan yarası
Yiğit çocukların rüyası
Meczup'ların akıl goncası
Yüreğimin sakladığı yoncası
Aynı duyguları paylaşmıyoruz belki
Senin varlığında ben bir konakçı
Ruhunla beslenen basit bir hancı
Ama gönlün fark edince, ben oradan yolcu
Kendi mabedimden sürüldüm sanki
Ayrılık bir yara kalbimde zindan
Sigara dumanı altında geçen zaman
Rüyalarım seni söyler umudum İstanbul da
Seni anlatırım dinler gece gökyüzü yıldızlarla
Hasret yükü ağır yanımda olmayınca
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!